“500 bin Uygur gözaltında”

sabithaber-uygurlar

New York Times’ın haberine göre Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurların %5’i yani yaklaşık 500,000’i gözaltında tutuluyor.

Doğu Türkistan’da Ağustos 2016’da bölge valiliği görevine getirilen Chen Quanguo’nun uygulamaları sonrası Batı medyasının gözü bölgeye çevrildi. Bir tür “teknolojik gözaltı laboratuvarı” olarak adlandırılan bölgeye dair büyük bir iddia ortaya atıldı. New York Times’ın haberine göre Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurların %5’i yani yaklaşık 500,000’i gözaltında tutuluyor.

James Millward imzası ile çıkan yazıda son dönemlerde yaşanan uygulamalar çarpıcı bir şekilde aktarılıyor. Yazının başında her 100 metrede bir polis denetimine uğramanın, her sokak lambasında yüz tanıyabilen hareketleri inceleyebilen kameraların bulunmasının, polislerin istedikleri zaman telefonları incelemesinin, göz lensi taramasının yapılmasının nasıl olabileceğini hayal etmesini okurlarına yöneltiyor. Ayrıca her bankada ve hatta süpermarketlerde polis tarafından kimlik kartlarının tarandığını insanların arandığını vurguluyor.

Millward ayrıca Doğu Türkistan’da herkese uygulanan bir “potansiyel suçlu” formundan da bahsediyor. Yazıya göre doldurmanın zorunlu olduğu bu formda kişilere Uygur ve Müslüman olup olmadığı, pasaportu olup olmadığı, dış ülkelerde akrabalarının bulunup bulunmaması gibi sorular yöneltiliyor. Kişinin dini ibadetler veya tutuklu, sabıkalı bir yakınının olması sorgulanma gerekçes oluyor. Millward’un aktardığına göre bu niteliklerden birçoğuna sahip olanlar “tehlikeli” olarak adlandırılıyor.

“Tehlikeli” damgasının kişinin üzerine bir kez yapıştığında önününe birçok engel çıktığını belirtiyor Millward. Bu engeller ise alışveriş merkezlerine, otellere, müzelere girememek, belirli mahallelere sokulmamak, yolculuk için bilet alamamak ve iş başvurusunda bulunamamak gibi hayatın her alanına yayılmış uygulamalardan oluştuğunu ifade ediyor. Millward “tehlikeli” adlandırılan kişilerin “eğitim kampı” adı altında toplama kamplarına gönderildiğini de belirterek bu engellerin en kötü seçenek olmadığını vurguluyor.

Tüm bunları anlattıktan sonra gazeteci şu ifadelere yer veriyor: “Bilim kurgu distopyası mı? Hayır. Eğer bir Uygur iseniz bu sizin yaşamınız.” 

 

Exit mobile version