Uzun süredir akademik çalışmalar hariç metin oluşturmuyordum. Toplumda gördüğüm bazı problemlerden rahatsız olduğum için artık sık sık düşüncelerimi metin haline getirmeye çalışacağım ve Sabithaber’de yayınlamak için rica edeceğim.
Bu aralar hepimiz ekonomik ve psikolojik açıdan zorluklar yaşıyoruz. Ve Türkiye’deki en büyük problemin ekonomi ve psikoloji alanındaki bozukluk olduğunu düşünüyoruz. Fakat esas meseleyi atlıyoruz: Türkiye’nin öncelikli sorunu ekonomi-psikoloji değildir. Türkiye’nin öncelikli sorunu dalkavukluk kurumudur.
Bu dalkavukluk kurumu millet nedir, insan nedir, gaye nedir, ilke nedir bilmeyen insanların oluşturduğu, geleceğini-anını maddi anlamda tehlikeye atmayan yani beş kuruş etmeyen insansıların inşaa ettiği kuruluştur.
Bu kuruluş insanlık tarihinde asla eksik olmamıştır. Ne hikmetse güzelliklerin her geçen gün azaldığı dünyada bu kurum hiç azalmamıştır. Ölüp ölüp dirilmiştir. Her yerde vardırlar.
Bu kurumu oluşturan insansılar sadece kendi çıkarlını üstün tuttukları ve bu çıkarlara taptıkları için sözde vatandaşı olduğu milletin, ülkenin diğer insanlarının akıbetini önemsemezler. Yani evinin yanında yaşayan bir vatandaşın nasıl olduğu, huzur ve güvende mi olduğu umrunda değildir. Hatta çıkarları söz konusu olduğunda haksız da olsalar o yanında yaşıyan vatandaşı bozuk para gibi harcamaktan çekinmezler.
Bu dalkavukluk kurumu yukarda da değindiğim gibi millet ve ülke kavramlarını sözde önemser görünüp işine geldiği gibi bellerler. Fakat çıkar pusulaları değişsin ilk öldürücü darbeyi bu dalkavukluk kurumu o içinde naralar attığı, aşkından öldüğü millete, ülkeye vurur.
Dalkavukluk kurumunun en büyük korkuları millet, ülke ve vatan kavramını bilen, ilke ve gayeleri olan insanlardır. Bu insanlardan nefret ederler, hatta ellerinden gelse nefes bile aldırmazlar. Çünkü ışığı ve milleti sevmezler, çıkarı- maddeyi severler.
Türkiye’nin de diğer memleketlerde de olduğu gibi en büyük sorunu bu dalkavukluk kurumudur. Bu kurumu, kuruma üye insansıları içinde barındığı toplumdan men etmedikçe toplum huzursuz ve güvensiz olmaya devam edecektir. Ne kadar dalkavuk azalırsa toplum o kadar huzurlu ve güvenlidir. Azaltmanın çözümü ise ilkeli, gayeli, vatanperver insanların sayısı artırmak, yetiştirmek ve onlara sahip çıkmaktır.
Elbette sahip çıkacağımız bu insanları belirlemek için elimizde dedektör yoktur, en büyük dedektör kitabın, düşünmenin ve doğrunun pusulasından ayrılmamaktır.
Diğer yazıda bir insansı dalkavuğu nasıl tanırız ondan bahsedip, tarihten örnekler vermeye çalışacağım.
Dalkavuksuz günler dileğiyle…
0
Alkışla
0
Sevdim
0
Kızgın
0
Şaşırmış
0
Beğenmedim
