“Ölü Bayrak İçin Ağıt”

featured

Kendisini anlatamamaktan öte kendini anlamayı bırakmaktı. Hepsi, bu korkunç makinenin kollarında kıvranırken, doğal yoluyla doğan şeytani bir bebek gibi kabul edilmiş ama kendisine olan tedirginliği hiç azaltılmamıştı. Kulağa hikaye gibi geliyor hatta hikayeden ziyade, düşüncelerinde bir anlam bütünlüğü korumaksızın düşüncelerini aktaran bir insanın cümleleri gibi geliyor. Öyle gelmek zorunda, hayaliymiş gibi davranılmak zorunda. Çünkü hepimiz çarklarından kanların aktığı bu acımasız makinenin birer parçasıyız. O, bizsiz biz ise onsuz yaşayamıyoruz. Alışmışız, alıştırılmışız, bazıları alışmayı reddetmiş olmalı ki her yere kanlar sıçramış ve teker teker varlıklarını yokluklarına çevirmişler. Herkesin değiştirmek istediği düzensiz bir düzen var. Herkesin dilinden benzer kelimeler dökülüyor, herkes kendilerini birilerine yakın görüyor. Herkesin içinde binlerce anlam aradığı anlamsızlıklar var.

Zorlanmak mı bu? Zorlanmak hiç çaba harcamadan, sorgulamadan tecrübe edilecek bir edim midir? Bu sorular büyük ihtimalle saçma gözükebilir ama daha saçma olan çaba kelimesinden sonra “harcama” fiilini kullanmam. Göze bile batmadığını düşünüyorum. Çaba sarf etmeyi bir kayıp, bir harcama olarak düşünmek de alıştırılmış olduğumuz bir şey olabilir. Ya da olabilir mi?

0
alk_la
Alkışla
0
sevdim
Sevdim
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_enmedim
Beğenmedim
“Ölü Bayrak İçin Ağıt”