Ankara Savaşı

featured

 Tarih Timur yenildi yazmaz…

          Sevgili Okuyucum,

Bu yazıya ilk başta Yıldırım Bayezid’i ve Emir Timur’u tanıyarak başlayıp, başlıktan da anlaşıldığı üzere Ankara savaşını inceleyeceğiz…

  

Babası: I. Murat (Hüdavendigar)

   Annesi: Gülçiçek Hatun

   Doğum Tarihi: 1360

   Doğum Yeri: Edirne

   Tahta çıkışı: 1389

   Vefat Tarihi: 8 Mart 1403

   Vefat Yeri: Akşehir

 

          İliştiri: Oldukça iyi bir idareci ve asker olan Sultan Bayezid, babası I. Murad’ın ölümünden sonra tahta geçmiştir ve en büyük isteği İstanbul’u fethetmektir. Doğu ve Batı’dan gelen siyasi tehlikeler nedeniyle Konstantinapolis (İstanbul) üç kez kuşatılmasına rağmen alınamamıştır.  Ancak bugünkü adıyla İstanbul XIV. Yy’da fethedilemese de Anadolu Siyasi Birliği ilk kez Yıldırım Bayezid döneminde sağlanmıştır…

   Babası: Taraghay

   Annesi: Tekina Mohbegim

   Doğum Tarihi: 8 Nisan 1336

   Doğum Yeri: Şehr-i Sebz

   Tahta çıkışı: 1370

   Vefat Tarihi: 18 Şubat 1405

   Vefat Yeri: Otrar

 

          İliştiri: Timur, Maveraünnehirli Türk kökenli veya Türkleşmiş Moğol olan komutan ve hükümdarımızdır. Timur İmparatorluğu’nun kurucusudur ve kendisini Cengiz Han’ın varisi olarak görmektedir.

Yıldırım Bayezid Döneminde Osmanlı ve Anadolu Türk Siyasi Birliği…

          Anadolu’da Türk birliğinin sağlama çabaları Orhan Bey zamanında başlatılmış, bu dönemde Karesioğulları Beyliği Osmanlılara bağlanmış, Ankara Ahiler’den alınarak Osmanlı topraklarına katılmıştır.

  1. Murat devrinde beyliklerle akrabalık yoluyla dostluk kurulmaya çalışılarak Germiyanoğulları’ndan çeyiz olarak bazı bölgeler alınmış, Karamanoğulları Bey’i akrabalığına rağmen düşmanca davranışlarını sürdürünce üzerine sefer düzenlenmiş ve bununla birlikte de Hamitoğullarından para karşılığı toprak edinilmiştir.

          Anadolu Siyasi Birliği ilk kez Yıldırım Bayezid döneminde sağlanmıştır.

Timur’un Askeri Stratejisi…

          Timur Dünya’ya gelen nadir “dahi” insanlardandır.

          Timur’un bir deha olduğunu Delhi Muharebesi ile açıklayabiliriz.

          Delhi Muharebesini kaybetmek üzere olan Timur’u beyleri uyarmak için yanına gelir. Timur beylerini dinledikten sonra onlara beklemelerini söyleyip uyur. Sonrasında kalktığında beylerine şu emri verir:Develerimizi ordunun önüne dizin ve üzerine yanacak malzemeler koyun. Develeri çelik zincirler ile birbirine bağlayın. Onların arkasına da meşaleli askerler yerleştirin. Onun arkasına da uzun menzilli okçularını yerleştirin.”

Bu strateji ile yeniden başlayan savaş sırasında, Timur’un develerin tutuşturulmasını emreder. Yanan develer koşuştursalar da birbirlerine bağlı oldukları için kaçamaz durumdadırlar. Delhi ordusundaki fillerin üzerine adeta ateş çemberi yaklaşmaktadır. Filler ateşten çok korktuğundan dolayı, yanan develerden kaçmış bununla birlikte de mensubu bulunduğu Hint Ordusu’nu ezip geçmiştirler.

          Bu taktikle birlikte savaşı kazanan Timur’un Askeri stratejideki zekâsını görmekteyiz. Savaşı’nın sebeplerine gelecek olursak, aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

  1. a)Yıldırım Bayezid tarafından toprakları alınan Anadolu Beylerinin Timur’a sığınarak, onu kışkırtmaları.
  2. b)Timur tarafından toprakları alınan Irak hükümdarı Celayiroğlu Ahmet ve Karakoyunlu hükümdarı Kara Yülük Osman’ın Yıldırım Bayezid’a sığınmaları
  3. c)Timur’un Çin’e yapacağı sefer öncesinde arkasında güçlü bir devlet bırakmak istemeyişi.
  4. d) Timur’un Osmanlı’dan kabul edilemez istekleri. (Timur Yıldırım Bayezid’den Anadolu Beylerinin topraklarını iade etmesini, Celayiroğlu Ahmet ve Kara Yülük Osman’ın kendisine teslim edilmesini, Osmanlı Devleti’nin kendisine bağlılığını bildirmesini istemişti.)

Osmanlı Ordusu’nun Durumu

           Osmanlı Ordusunda, Azaplar, Yeniçeriler ve Tımarlı Sipahiler “merkez kuvveti” teşkil ediyor ve Beyazıt tarafından kumanda ediliyordu. Merkez gücün yanında Sadrazam Çandarlı Ali Paşa, Mustafa Çelebi, İsa Çelebi ve Musa Çelebi kumanda ettiği güçler eşlik ediyordu. Sol cenahta Süleyman Çelebi’nin komutasında Rumeli’den tedarik edilen birlikler bulunuyor, Sağ cenahta ise Vezir Kara Timurtaş Paşa komutasında Anadolu Beyliklerinden tedarik edilen birlikler hazır tutuluyordu. Mehmet Çelebi, Karakoyunlu Beyliğinden tedarik edilen ihtiyat kuvvetleriyle ordunun en gerisine konuşlanmıştı. Sol cenahın ihtiyatında, Beyazıt’ın kayınbiraderi Stefan Lazareviç’in komutasındaki 10.000 kişilik Sırp gücü bulunuyordu. Ordunun sağ cenahının ihtiyatını ise Kara Tatar Süvarilerinden oluşuyordu.

Timur’un Ordusu’nun Durumu

          Timur Ordusu ise, ordu merkezinde Timur’un komutasındaki güçler, Sağ cenahta Miran Şah, Sol cenahta Şahruh Mirza ve Halil Sultan’ın güçleri bulunuyordu. Ayrıca Hindistan’dan getirtilen 32 zırhlı savaş fili ordunun en önünde sıralanmıştı. Muhammed Mirza, ana ordunun gerisinde ihtiyat olarak konuşlanmış, beraberinde Harezm ve Maveraünnehir’den tedarik edilen zırhlı süvari alayları ile Pir Muhammed ve İskender Mirza yer alıyordu. Ordunun sol cenahını Emir Celal İslam, sağ cenahında Şeyh Ömer Mirza tarafından kumanda ediliyordu. Aydınoğulları, Germiyanoğulları, Saruhanoğulları, Menteşoğulları ve diğer küçük Anadolu Beylikleri de sağ cenahın önünde konuşlanmışlardı.

Savaş Başlıyor…

         Osmanlı Orduları Timur’u Çubuk Ovası’nda karşılamak için harekete geçse de Timur çoktan orada konuşlanmış olarak onları bekliyordu.

Bölgeye varana kadar açlık ve susuzluktan zaten yorgun düşmüş olan Osmanlı Ordusu bölgeye vardığı gibi Timur’un güçleri harekete geçti…

          Timur Osmanlı’yı haklı olarak çok hafife almış ve bu nedenle savaşı kendisi bile yönetmeyip oğlu Şahruh ile satranç oynayıp, yönetimi 19 yaşındaki Mirzeva Mehmet’e bırakmıştı.

          Timur bir süre sonra oğlu Şahruh ile Satranç oynarken yanına Fazıl Bey’i çağırırdı ve Osmanlı Ordusu’ndaki bazı askerlerin neden hala kendi tarafına geçmediğini sordu.

Bunun üzerine Fazıl Beğ şu cevabı verdi:‘‘Efendim sizden emir beklemekteyiz. Aslan işlemeleri bayrağı göndere çekince Kara Tatar birlikleriyle beraber, Beylik askerleri tarafımıza geçecek.’’

          Timur’un emri vermesiyle göndere çekilen Aslan işlemeli bayrakla daha da güçlenen Timur, Osmanlı ordusunu oraya gömdü.

Ankara Savaşı’nın Sonuçları…

  1. Balkanlarda hızla ilerleyen Osmanlı Devleti’nin ilerleyişi durma noktasına gelmiştir.
  2. 2. Bizans İmparatorluğu’nun ömrü uzamıştır. İstanbul’un alınması gecikmiştir.
  3. Kadı Burhaneddin ve Karesioğulları beylikleri hariç, itaat altına alınan Anadolu Beylikleri bağımsızlıklarını ilan etmişler ve yeniden kurulmuşlardır. Bu sebeple de Anadolu’da siyasi birlik bozulmuştur.
  4. 4. Osmanlı Devleti dağılma noktasına gelmiş ve Timur İmparatorluğu’na bağlanmıştır.
  5. Balkanlarda bazı devletler bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir.
  6. Yıldırım Bayezid’in ölümü ile Anadolu’da Şehzadeler arasında taht kavgaları başlamıştır.

Tarihte 1402 ve 1413 yılları arasında 11 yıl boyunca Bayezid’ın oğulları arasında gerçekleşen taht kavgaları ve kargaşa içerisinde bulunulan, hükümdarın olmadığı bu döneme FETRET DEVRİ adı verilmiştir.

          Bu kavgalardan sonra ise Çelebi Mehmet otoriteyi tekrar sağlamış ve 1413 yılında hükümdar olmuştur.

Bir Kör Bir Topala Kalan Dünya…

          Yıldırım Bayezıd Osmanlı Devleti’nin Sultanı, Timur ise Cengiz Han’ın torunu olmakla birlikte kendi adıyla anılan devletin hükümdarıdır.

Biri Doğu’da biri Batı’da İslam Dünyasının Liderliğini almaya çalışmaktadır.

Bu rakiplerden Yıldırım Bayezıd’ın sol gözü az gördüğü için ona hasımları ”kör”, Timur’un da tek bacağı kısa olduğu içinde ona hasımları ‘‘lenk” yani aksak; başka bir değişle ‘‘Timurlenk” diyorlardı.

         Bu iki hakan birbirleriyle sert bir şekilde mektuplaşıyorlar ve birbirlerine ağır küfürler ediyorlardı.

         Timur Çin’e akın edeceğinden arkada güçlü bir devlet bırakmak istemiyordu.

Tüm bunlardan “Gökyüzünde nasıl bir tek Tanrı varsa yer yüzünde de bir tek hükümdar olmalı.’’  diyen Timur giderek büyüyen çatışmada Osmanlı ile arasındaki Ankara Savaşı’nın kazananı çıktı.

          Timur, Anadolu’yu bir harabeye çevirmişti. Ordusu Dağılan Yıldırım Bayezid esir düşütü ve Timur’un huzuruna getirilmişti. Timur onu görünce gülmeye başlamış ve bu gülüşü gören Yıldırım Bayezid sinirlenmişti. Bayezid dayanamayıp, ‘‘Bre zalim ne gülüyorsun!’’ dedi.  Timur bir müddet daha gülmeye devam etti. Nefesler kesilmiş, kulaklar çınlayan kahkahalara kilitlenmişti.

İşte o sıra da gülmeyi kesip o ünlü sözünü söyledi Timurlenk:

“Sana değildir gülmemin sebebi, Tanrı’nın bu Dünya’yı senin gibi bir kör ile benim gibi bir topala bıraktığına gülüyorum.”

          Bayezid’ın ölümüne gelecek olursak bu konun hakkında iki farklı rivayet bulunmaktadır: Birincisi Bayezid’ın “üzüntüden hasta olduğunu” ve öldüğünü söylerken ikincisi ve en yaygını Yıldırım Bayezid’ın yaşadıklarını kendine yediremeyip yüzüğündeki saklı olan zehri içerek “intihar ettiği” görüşüdür.

Tüm bunlardan sonra Bayezid’ın vefat haberini alan Timur üzülerek:

‘‘Yazık! Dünya bir değerli hükümdarını daha kaybetti.’’ demiştir.

          Gök Tanrı, İki Ulu atamızın yerini yurdunu Uçmak etsin

          Bir sonraki yazıda görüşmek umuduyla…

  

0
alk_la
Alkışla
0
sevdim
Sevdim
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Ankara Savaşı