Atsız: “Kafası işlemeyen, hatta aslında materyalist olanlar tabiî Nurculuğu seçecektir” -2-

featured

Türkçülük fikriyatının en önemli isimlerinden, öncülerinden biri olan Hüseyin Nihal Atsız’ın 16 Mart 1964 yılında kaleme aldığı ve Ötüken Dergisi’nde yayımladığı “Nurculuk Denen Sayıklama” isimli makalesini ele aldığımız ikinci haberimizde ise; “Nurculuğu” Atsız’ın bakış açısıyla sizlere aktaracağız.

Hüseyin Nihal Atsız, “Nurculuk” yapılanmasını Türkiye Cumhuriyeti için her zaman bir tehlike olarak görmüştür. Kaleme aldığı makalesinde “Said-i Nursi’nin koyu bir Kürt Milliyetçisi” olduğunu belirtmektedir. Ayrıca; Türkiye’de ilk kez Nurculuk nedir ? Nur risalesi talebeleri kimdir?  sorularını Atsız gündeme taşımıştır.

“Fizikten, titreşimden haberi olmayan yobaz radyo hakkında ancak bu kadar düşünür.”

Hüseyin Nihal Atsız, Nurculuk nedir ? Nur risalesi talebeleri kimdir? sorularını şu cümlelerle tanımlıyor; ” Aralarında avamdan aydına kadar, mühendis, avukat ve doktora kadar her türlü adamın bulunduğu Nurculuk, “Saîd-i Nursî” adında cahil bir Kürdün peşine takılmış cahil bir sürü, Nur risalesi talebeleri de Saîd-i Nursî’nin o çetrefil ve cahil Kürt Türkçesiyle yazdığı risaleleri atom fiziği ve Einstein nazariyesi okur gibi toplanıp okuyan bir yığın zavallıdır.

Nur risalesi (kendi tabirleriyle risale-i nur) denilen sayıklama kitapları pek çoktur. Beyni örümceklenmiş zavallılar bu sayıklamaları elle yazarak, yahut şapirografi veya taşbasmasıyla çoğaltarak onbinlerce satarlar. Bunu satmak için kasaba kasaba, köy köy dolaşan Nurcular vardır. Bunları satarak sevaba girerler. Sözde Türkçe olan bu sayıklama kitapları, Kürt hamalların fikir seviyesinde yazıldığı için, kimse bir şey anlamaz. Anlamadığı için de, onda gizli hikmetler, yüksek gerçekler olduğu kuruntusuna kapılır.

Bir zamanlar bu sayıklamalardan bana da bir tane yollamışlardı. Kendimi zorlayarak okuyabildiğim bir tanesinde, Kürt Said radyodan bahsediyor, dünyanın bir ucundan söylenen bir sözün kutudan duyulmasını kutudaki meleklerle açıklıyordu.

İşte, aşağı tabaka ile birlikte doktor, mühendis ve avukatın da şeyhi, piri olan, kendisinden “efendi hazretleri” diye söz ettikleri Kürt Said’in seviyesi budur.

Fizikten, titreşimden haberi olmayan, müsbet bilimin kıyısından dahi geçmeyen bir yobaz, radyo hakkında ancak bu kadar düşünür.”

“Bugün devlete düşen görev, bunun sebeplerini arayıp bularak tedavisine gitmektir.”

Atsız, Nurcu bir avukat ile diyaloğu şu şekilde anlatıyor; “Kendisini Nurculuğa kaptırmış olan bir avukatla geçen yıl aramda küçük bir konuşma olmuş, Kürt Said’de ne bulduğunu kendisinden sormuştum. “Kuran’ın en güzel tefsirini yapmıştır.” diye cevap vermişti. Bu genç avukat eski yazıyı bilmiyor, Kuran’ın şimdiye dek en büyük İslâm bilginleri tarafından üç İslâm dilinde yapılan tefsirlerinden habersiz bulunuyordu. Bunu kendisine boşuna anlatmaya çalıştım. Bir kere çileden çıkmış, aklın ve mantığın dışına uğramıştı. Bir safsataya inanla uğraşmak neye yarar? Bugün devlete düşen görev, bunun sebeplerini arayıp bularak tedavisine gitmektir.”

Devamı gelecek…

thumbnail
İlişkili Yazı
Nihal Atsız : “Said-i Nursi koyu bir Kürt Milliyetçisidir” -1-

Daha fazla haber için: www.sabithaber.com

İçindekiler

0
alk_la
Alkışla
0
sevdim
Sevdim
0
k_zg_n
Kızgın
1
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Atsız: “Kafası işlemeyen, hatta aslında materyalist olanlar tabiî Nurculuğu seçecektir” -2-