2022 Kasım ayında yapılan İstanbul İl Kongresinde görev almayan, İstanbul Büyük Kongre Delegesi ve Demokrat Parti İstanbul Eski Teşkilat Başkanı Aytekin Güler : “Bir siyasi partiye üye olmadan önce o partinin tüzük ve programını okumanız gerekir” dedi.
Siyasi hayatı 1992 yılında başlayan DYP ilçe-il gençlik kolları serüveni, 2000-2002 yıllarında Eyüpsultan İlçe Başkan Yardımcılığı ve 2019-2022 İstanbul İl Teşkilat Başkanlığı görevleri ile devam etti. 9. Cumhurbaşkanı Rahmetli Süleyman DEMİREL’in 10 yıl teknik baş danışmanlığı görevinde bulunan babası Orhan Güler gibi, o da 77 yıllık bu geleneğe gönülden hizmet eden partinin nice öz evlatlarından birisi. 1946 yılında “Yeter Söz Milletindir” sloganı ile başlayan bu harekete 2019 itibariyle “Var Bir Hayalimiz” sloganını da ekleyerek Genel Başkan Gültekin Uysal ile yeniden bir iddia hedefleyen Aytekin Güler, genel seçimler sonrası yaşanan teamül dışı davranışlar için açıklamalarda bulundu!
“Siyasi partiler olarak 22 yıldır çok güçlü bir iktidara karşı, bazen anayasal haklarımızın dahi gasp edildiği zor bir demokratik siyasi mücadele veriyoruz. 77 yıllık bu Demokrat Parti misyonunun defalarca iktidardan el çektirildiği ve ülke demokrasisi adına en büyük diyetleri ödediği dönemlerin tam da bittiğini zannederken 2002 yılından itibaren bambaşka bir siyasi harp taktiğine şahit oluyoruz. 14 ve 28 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen genel seçimler neticesinde iktidar partisi yeni bir galibiyet ile bilinen tüm dengeleri alt üst etmiştir. Siyasi partilerin seçmenlerine kendilerini iyi anlatamadıkları bu gibi sonuçlar elbette ki olağandır. Sürecin ardından alınan sonuçların muhasebesi ilgili kurullarca yapılır ve gerekli en sağlıklı kararlar alınarak kamuoyu ile paylaşılır.
Gelişen teknoloji bağlamında artan ulusal radyo ve tv kanallarının yanı sıra sosyal medya mecrası akımının çok etkin kullanıldığı bir çağın içerisindeyiz. Her birey bilhassa sosyal mecralarda kendi şahsi yayın kananlarını oluşturmuş durumda. Bu hem iyi hem de temkinli yaklaşılması gereken bir hadisedir. Genel seçimler sonrasında yaşanan mağlubiyetin seçmen, teşkilat ve siyaset yorumcuları tarafından eleştirilmesi elbette ki normal durumdur. Ancak bu noktada taraf olan yani bir parti içerisinde görev alan kişiler bağlı oldukları partinin hiyerarşik disiplini dâhilinde hareket etmek zorundadır. Siyasi partiler, ülke ve o ülkenin vatandaşları için bir iddia ortaya koyarak devlet yönetime talip olurlar.
“Siyasi partiler amatör mahalle spor kulübü değildir, teamülleri vardır!”
Bambaşka dinamikleri, görünmez kuralları, teamülleri ve en önemlisi de ülke anayasası gibi bir tüzüğe sahiptirler. Bu tüzükte, partinin kuruluşundan yönetimine her şey bir kurallar dahlinde yazılı olarak belirtilmiştir. Üye olmadan ya da üyelik sürecinde bu tüzük okunarak o yapının kuralları öğrenilir ve o bilinç ile görev üstlenilir. Her kafasına esen eğri ya da doğru konuşamaz! Elbette ki siyasi yorumlamalar, öz eleştiriler ve çok seslilik önemli bir kazanımdır ancak parti disiplini ve tüzük kapsamında sınırları aşıcı söylemler bir siyasi partide asla kabul edilemez.
Birkaç gündür gözlemlediğimiz bazı durumları üzülerek belirtiyorum ki hiçbir siyasi partide kabul görmeyecek bir dili önümüze getirmektedir. Partinin ilgili üst kurullarında görev yapan ya da bir üyelik hakkı bulunan şahısların; parti ve Genel Başkan dahlinde kabul edilemez bir üslup sergilemesi bireysel eksikliklerin göstergesidir.
Hem siyasi partiler kanunu hem de parti tüzüğü ilgili maddelerince bu ve benzer davranışlar gerekli ceza karşılığını görürler. Sınır aşan her davranış haklı sebep ve ilgili tüzük disiplin maddesi ile değerlendirilir. Bu asla parti içi öz eleştiri gibi bir demokratik söylem ile geçiştirilecek bir bahis de değildir.
Tekrar bu güne gelirsek; tıpkı hayatın kendisi gibi hassas ve kırılgan dönemlerde sabır, sükûnet ve birlik içerisinde olmalıyız. Seçim sonrası değerlendirmelerimizin parti üst kurullarınca tamamlanmasını ve çıkacak kararları beklememiz en doğrusudur. Aksi halde her kurumda da olacağı gibi kaos başlar ve bu kaos bambaşka kırılmalara neden olur.
Bu aşamada sesi ve sözü manidar olarak fazla çıkan herkesin tüzüğümüz disiplin kurallarını okumasını ve ona uygun davranmasını önemle tavsiye ederim. Burası Demokrat Parti, buradaki teamüllerimizin en başında edep ve ahlak kuralları geçerlidir.
Ayrıca son olarak partimizin Yüksek Haysiyet Divanı’nı da gerekli hallerde parti tüzüğümüz; disiplin suç ve cezaları başlığı madde 58.4.d ve 58.4.e ’ye göre kesin çıkarma cezalarının uygulanmasını başlığı ile göreve davet ediyorum.
