Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 11. Büyükelçiler Konferansı’nda büyükelçilere hitap ederken önemli açıklamalarda bulundu.
Açıklamadan satır başları:
Bugün artık dünya bir gül bahçesi değil. Büyükelçilerimiz açlık,kuraklık, salgın hastalıklar bölgesinde görev yapmaktadır. Erbil Başkonsolosluğumuzda görev yapan çalışma arkadaşımıza terör saldırısı Türk diplomasisinin göğüslemek zorunda kaldığı tehdit ve zorluklara üzücü bir örnek. Ailesine buradan tekrar başsağlığı diliyorum.
Kanın döküldüğü yerlerde Türk diplomatları vazifesini kesintiye uğratmadan sürdürüyor, fedakarca menfaatlerimizi koruyor. Güçlü diplomasi milli menfaat ve hedeflere sayın cumhurbaşkanımızın belirlediği önceliklere uygun şekilde gidebilmeyi gerektirir, güçlü devletlerin güçlü büyükelçileri olur.
Uluslararası görüşmelerde Türk diplomatlarımız sürekli temas halindedir. Bölgesel ve küresel düzen ve istikrara diplomasi ile katkı sağlıyoruz. Suriye’de barış umudunu ayakta tutan Astana süreci Türk diplomasisinin masada etkin olduğunun güzel bir örneğidir. Yeni Zelanda’daki camilere yönelik saldırılarda olduğu gibi dünyanın dört bir köşesinde de Müslümanların haklarını savunduk. Türk milleti milli gücünü hep hakkın ve haklının yanında kullanmıştır. Türkiye de Ortadoğu’da kan koridorları çıkmasını engellemekte ve merhamet dersi vermektedir.
Doğu Akdeniz’deki sondaj gerilimi
Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin meşru hak ve çıkarlarını dikkate almayan adımların başarıya ulaşmasına izin vermeyeceğiz, AB mahkeme gibi hareket edemez.
Yukarı Karabağ’da olmak üzere kardeş Azerbaycan’ın yanında olacağız.
