Güney Azerbaycan’da bulunan Erdebil şehrinde ETTELAAT (İran İstihbarat Bakanlığı) ve diğer güvenlik kurumlarının bu kentin milli-kültürel aktivstlerine karşı baskıları devam ediyor. Tutuklama, takip, tehdit vb. gibi baskı araçları sonuç vermedikten sonra bu kez aktivistlere karşı daha farklı ve gayri-ahlaki yöntemi kullanılmaya başlandı.
24 Mayısta tanınmış milli-kültürel aktivist Abbas Lisani’nin iş yerinde olay yaşandı. Sözde birkaç hırsız, gece saatlerinde aktivistin Şoheda Hiyabanı’nda bulunan mağazasına kilidi kırarak girdip, her yeri, özellikle kütüphanesini alt üst ederek arama yaptıkları görüldü. Sonrasında olayın hırsızlığa benzemesi için az miktarda para alındığı tespit edildi. Olayla ilgili polise başvuran Lisani’nin şikayeti hala sonuç vermedi. Aktivistin mağazasının önünde gizli kamera olduğu halde, mağazaya girenlerin bugüne kadar bulunmaması şüphe uyandırdı.
13 Temmuzda ise aktivist Cafer Rüstemirad’ın babasının evinde benzer olay meydana geldi. Rüstemirad’ın ailesi düğün töreni için Tebriz’e yolculuk yaptığı sırada, bir kaç kişi gece saatlerinde duvarı aşarak avluya girdi ve camı kestikten sonra eve girdiler. Evde resim çerçevelerine kadar arandığı ve evin altüst edildiği görüldü. Evde değerli eşya olduğu halde sadece bir kolonya ve iki adet hediye parasından başka bir şey alınmaması Abbas Lisani olayı ile benzerlik göstermesine sebep oldu.
Bu kez ise Güney Azerbaycanlı aktivistler başka bir baskı yöntemi ile karşı karşıya kaldılar. Ünlü aktivistler Murtaza ve Mustafa Pervin’in kirada kalan komşuları, binanın ikinci katına iki kamera kurdu. Kameraların sadece aktivistlerin kapılarını gösteriyor olması kafalarda yeniden soru işareti yarattı. Üstelik kameraların pansiyoner olarak kalan bir kişi tarafından kurulması, bu aktivistlerin kontrol edildiğini daha da net hale getirdi.
