• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - İstanbul

Sedat Peker: ”Bana 10 Bin Doları Mı Yakıştırdınız?”

featured

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, 9. videoyu yayınladı. Sedat Peker’in videosunun satır başları şöyle;

“Ziraat Bankası Demirören’e 750 milyon dolar verdi, Demirören faizini bile ödemiyor. Ziraat Bankası o parayı 10 milyon çiftçiye kredi olarak verdi. Ödemeyince traktörünü haciz ediyorlar.”

”Belediye başkanı rüşvet almaz, huylanır, ne olur ne olmaz diye… Alt derneğe yönlendirir seni… 3 milyon 5 milyon… Sonra ne yapmak istiyorsan yapıyorsun… Taşeron sistemi… Deniyor ya beşli çete… Bunlara veriyorlar ihaleyi.. 1 milyar dolar… Bunlar taşerona veriyor… 400 milyon doları buna veriyorlar, 600 milyon kılçıksız cebe… Taşeronun da alt taşeronu var… Madem maliyeti 200 milyon dolar, devlet niye 1 milyar dolar veriyor?”

“Size oy toplamak için günlerce her gece yemin ettirirdim oy ver diye. Şimdi beni ajan ettiniz siz. Belayı buldunuz. Ölümüm tek kurtuluşunuz.”

“Her ay 10 bin dolar yolladığım milletvekili yok, daha çok yolladıklarım var. Bana 10 bin doları mı yakıştırdınız?”

“Doğu Perinçek var, aslında kibar, çok beyefendi adam, konuşunca çok nezaketli. Ama psikolojisi bozuk, Çin iyi Amerika kötü Çin iyi Amerika kötü yav banane Çin’den Amerika’dan.”

”Siz benim için ne yapacaksınız? Namuslu gazeteciler var ya, ben boşa konuşmam, bir şey konuşuyorsam bana inanın. Beni size, sizi de başkasına mahcup etmem. Diyorlar ki, ‘Sedat Peker’in her dediği doğru çıkmaya başladı’ diyorlar. Bir tanesi yanlış çıksın elimi keseceğim diyorum ya anlamıyor musunuz?

Siz gazeteciler, korku iklimi var ya, kırıldı gerçi de. O korku iklimini aşmaları için gazetecilere cesaret vermeniz ama namuslu olanlara. Siz onlara cesaret verince muhalefet partilerinin içinde atarlı yürekli tipler var, onlara da coşkuyu verince, baskıyı kurunca, oy vermeyiz, bir gidecekler, iktidar. İktidar keşke açsaydı, bütün her şey ortaya çıkacak.”

”Erdal Baba’ya araba, 20 sene evvel sana getirip sigortalattığında Erdal Baba diyordun. Şimdi Erdal Baba lazım değil ki. Bütün holdingler sende, poliçe sesi. E uyursun tabii. Sülü Allah’a yemin olsun, iğnenin deliğinden geçireceğim seni kibrit kutusundan alıp. Bugün senin son günün. Sen Yüce Divan’a gideceksin, yargılanacaksın, hiçbir şansın yok. Anlattıklarımın altlarını da hazırladım, delilleri de bende, sen bitireceğim.”

Bir tane çocuk internetten yazmış, her şeyi okurken orada gördüm. ‘Abi yerini böyle buluyorlar’ diyor. Ne oldu lan bizim MOSSAD’ın, CIA’in yardım ettiği. Göreceksiniz, sizi iğnenin deliğinden geçireceğim. Dünyayı yakacağız dedik kardeşlerim nasıl yanıyor mu? Yanacak, dönen kahpedir.

Bir şey anlatacağım, benim psikolojimin bozuk olduğunu düşüneceksiniz. Ama ben zaten hiçbir zaman benim psikolojim iyi, ben çok normal bir adamım demiyorum. Psikolojim iyi, normal görünüşlü bir adamım ama sinirlendiğimde öfke kontrolünü kaybediyorum.

Şöyle anlatayım, mesela. Ufak oğlum 10 yaşındaydı, kardeşlerini ağlatmış. Kızlarımı ağlatıyorlar ya birden kontrolümü kaybettim. O an elimde çatal vardı, bir fırlattım buna. Tabii annesi Muğlalı, kibar, centilmen, iyi insanlar, bizim gibi vahşi değiller. Çatal saplandı. Annesi ayrı bir dünyaya girer gibi oldu, aklı çıktı yerinden. Baba ben senin oğlun değil miyim. Bir daha onları ağlatırsan seni öldürürüm dedim. Ben erkek çocuklarımda baba olduğumu hissetmedim, duygusuz oluyorlar, ben baba olduğumda kız çocuklarımda hissettim, o sebeple, kendi 10 yaşındaki oğlumun kör olmasını göze alıp o çatalı fırlattım düşünün. Ona onu yapan ona silah çekenlere neler yapar.

Allah istedi lan böyle olsun. Ben bu dünyada iyilik yaptıysam da kötülük yaptıysam da vatan sevgime olan safane sevgimden. Benim bu dünyada hiç başka bir şeyim yok. Olan paramı dağıtırım herkes bilir. Macerayı severim ama vatan sevgisinden ödün vermem. Bana ajan dedin, beni bu dünyada delirtecek iki şey vardı, ikisini dediniz. Allah kaderi yazıyor.”

“Onların da kafası karışık tam planladığım gibi. Herkesin kafası karışık, benim kafam net. Yaptığım her şeyi biliyorum dakika dakika, an an, saniye saniye. Olabilecek gelişmeler, bütün hepsini planladım, her gün de planlıyorum. Allah belanızı verdi. Artık ahiretlik olduk, beni öldürmeden kurtuluş yok.Bir de diyorlar Türkiye’den MİT gelecek. Niye lan MİT’teki kardeşlerimizi katıyorsunuz, yiyorsa gelin. Bizim MİT ile ne işimiz var. Ben devletin aleyhine ne söyledim, hırsızlık yapanları söyledim. Devlete bağlı olmayan SADAT diye bir kuruluş, şu an orada yapılan ticaret, SADAT tarafından gönderilen silahlar.

Devletin burada yargılanacağı tek şey hukukçuyuz diye konuşuyor çakmalar, sınır güvenliğini sağlayamadığı için 300-500 bin Euro para cezası, zaten her gün para cezası ödeniyor. Öbür olayda, devlet bu işi organize etti, kasedi var onun için çocuğu kandırıp işin içine sokmuşlar dedim. Uyuşturucu ağı, devletle ne ilgisi var bunun? Kahpesiniz lan kahpe. Hainmiş, ulan siz köpeksiniz.

Anlatacağım konuştuklarım hepsi önemli ancak en son Süleyman’la ilgili anlattığım bölümü iki üç kere başa alıp dinleyin. Sezgin Baran Korkmaz, Süleyman, Veysi Ateş, Ankara, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı, Soylu’nun organizeden sorumlu genel müdür yardımcısı Resul Hor, Ankara Emniyet Müdürü Sermet, bir kişi daha. Bu çok önemli. Söylediklerimden biri çıkmazsa bileğimi keseceğim. Zaten bakı yaptığınız an tak diye çıkacak. Başka şansları yok, Yüce Divan direk.”

Akit TV’deki eski dostlarımız bizi ajan yapmışlar. Aydınlık ile aynı haberi çıkmışlar. Zaten habere dikkat edin M.Y., P.K., U.Ü. kafadan atıyorum, harfleri hatırlamıyorum. Düşündüm, bunlar büyük bir operasyona girecekler, gözaltı, Sun Tzu’dan uyguluyorlar. Bu durumu lehlerine çevirmek için kriz masası kurdular. Ama bilmiyorlar karşılarında ben varım.

Şimdi verdikleri o baş harflerle ilgili de sorguda itirafçı oldular. ‘Sedat Peker ile CIA’ın arasını ben buldum’ öbürü de MOSSAD’dan. Ulan aptalsınız. Ulan Sülü fındık kadar beyninle cumhurbaşkanı olmaya kalktın bu ülkede. Beni satmasaydın olurdun vallahi. Bazıları da ‘Sen bunları biliyordun, neden anlatmadın’ diyor. Manyak mısınız, benim yaptığım işler daha karışıktı, ben anlatmadım, her gördüğün şeyi anlatıyor musun sen. Evimin düzeni bozulur, çocuklarımdan ayrılırım, o, bu bin tane sebep var. Belli bir nokta var, yangın yeri. Ben o noktaya geldim, Allah sizi getirmesin. Geri dönüşüm yok, yakacağım, bu kadar. Ajan he? Bu Akit TV’nin Yazı İşleri Müdürü var Murat Alan. İyi bir adam, dalga geçmeyeceğim. Kardeşim sen saldırıya uğradığında hastaneye ilk gelenlerden biri ben değil miydim? En sevdiğim silahımı çıkarıp sana verip… Seni çocuğunun yanında dövdüler. Bir baba çocuğunun yanında dayak yememeli. Bir daha gelirlerse Murat hepsini vur, sana cezaevinde ben bakacağım demedim mi kardeşim. Biz göz göze baktık, o kadar muhabbet ettik seninle. Din tarihinden her şeyden konuştuk. Sen yazı işleri müdürü oldun ve ben senin çocuğun için bu duruşu sergilerken benim çocuğuma yapılan… Ulan bu olayı buraya ben mi getirdim.”

Diki dikine gidip artistlik. Suç örgütü, göreceksiniz suç örgütünü. Ulan hepinizi kibrit kutusuna sokacağım, sen hariç Murat. Senin kalbinin temiz olduğunu Allah’a yemin olsun biliyorum. İnancında samimisin. Ama diyebilirdin, bu adam her şeyi yapar da, ajanlık ne diyebilirdin. Bu nasıl bir ayıp.

“Beni öldürseniz de kurtulamayacaksınız. Yüce Allah’a yalvarıp mezardan geleceğim, hepinizin rüyalarında olacağım. Ya bu haberi yapıyorsunuz, elinizde bir tane kanıt var mı ajanlık yaptığıma dair. Şu kadar ajan koruyor diyorsunuz, sayısını saymışsınız, namusluk niye yapıyorsunuz, bir resim yayımlasanıza. Kahpesiniz ya. Ya Şevki Hocam ya, Atatürk’le ilgili düşüncelerin hariç, çocukluğumdan beri senin kasetlerini dinledim ya. Cezaevinde yatarken çoluğumun çocuğumun rızkını, dershaneler yapıyorsun diye, yurt dışından çocuklar getireceğim onlar Kuran bülbülü olacak diye çoluğumun çocuğumun parasını yolladım ya. Diyemedin mi bundan ajan olmaz, bu adamı tanıyorum. Her şeyi yapar bunu yapmaz diyemedin mi?”

“Bu Rasim Ozan Kütahyalı var ya, o da bizim Paramount Otel ekibinden.

5 Aralık Resul Holoğlu, Organize Suçlardan Sorumlu Emniyet Müdür yardımcısı telefon açıyor Sezgin Baran Korkmaz’a. Bu adamı arıyor, İçişleri Bakanlığı’na çağırıyor. Saat 10.30, 12.30 çıkış. Sezgin Baran Korkmaz 45 milyon dolar bir iş adamından alacağı var. Süleyman buna ‘Senin hakkında tahkikat yapıldı, yurt dışına çık. Yukarının haberi var, bu parayı da sil, sorun çıkacak’ diyor. Yukarısı da Tayyip abi. Amerika’dan da büyük para gelmiş diye herkes biliyor ya.. Bütün kayıtlar çıkacak. Sezgin Baran Korkmaz, 6 Aralık’ta yurtdışına gidiyor. İçişleri Bakanı, Organize Suçlar Daire Başkanı’nı telefonla arayıp, hakkında 6 aydır dosya hazırlanan adamı İçişleri Bakanlığı’na çağırıyor ve görüşüyor ve yurtdışına çıkmasını söylüyor. Bu 45 milyonu kabul etti ya Sezgin Baran, ne yapsın devlet var karşısında. Oteli de istediler. Böyle bir namussuzluk olur mu? Siz muhaliflere baskıyı kuracaksınız, 5 Aralık’ta Sezgin Baran Korkmaz İçişleri Bakanlığı’na geldi mi kamera kayıtlarını çıkarın. 6 Aralık’ta yurtdışına çıkmış mı? Sezgin Baran Korkmaz bakıyor her şey elden gidecek, dönmüyor. 28 Aralık’ta operasyon yapıyorlar. 29 Aralık da 45 milyon doların ödenme günü, haciz olacak o gün. Karısını gözaltına alıyorlar. Bu Veysi.. Ben olayı toparlayayım diye arayan da bu Veysi. Aranan adamın oteline gidip kalıyorsun, onbinlerce, yüzbinlerce euro hesap hiçbiriniz ödemiyorsunuz sonra adamı gasp ediyorsunuz. Mehmet Ağar’dan öğrenmiş bu taktiği. Siz bu adamın arkadaşı değil misiniz? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı izin vermiyor, Cumhurbaşkanına gidiyor, haberiniz varmış. Haberim yok diyor. Hangi savcı hangi hakim kaldı hepsinin listesi bende.”

0
alk_la
Alkışla
0
sevdim
Sevdim
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Sedat Peker: ”Bana 10 Bin Doları Mı Yakıştırdınız?”