Srebrenitsa katliamı, 1995 yılında Bosna-Hersek’in Srebrenitsa kentinde yaşanan ve en az 8.372 Boşnak sivilin Sırp askerler tarafından öldürüldüğü soykırım olarak tanımlanan bir olaydır. Bu olay, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı olması ve Avrupa’daki hukuksal olarak ilk kez belgelenmiş soykırım olması açısından da önem taşır.
Srebrenitsa katliamının arka planında, Yugoslavya’nın dağılması ve Bosna-Hersek’in bağımsızlığını ilan etmesi sonrasında başlayan Bosna Savaşı yatmaktadır. Savaşta, Bosna-Hersek’i destekleyen Boşnaklar ile Sırbistan’ı destekleyen Sırplar arasında çatışmalar yaşandı. Sırplar, Boşnaklara karşı etnik temizlik ve soykırım uygulayarak, topraklarını genişletmeye çalıştılar.
Birleşmiş Milletler (BM), savaşın devam ettiği bölgelerde güvenli bölge ilan ederek, barış gücü askerleri gönderdi. Ancak bu askerlerin sayısı ve silahları yetersizdi. Srebrenitsa da BM tarafından güvenli bölge ilan edilen altı bölgeden biriydi. Ancak 11 Temmuz 1995’te, Sırp general Ratko Mladiç komutasındaki Sırp ordusu, Srebrenitsa’yı işgal etti ve BM askerlerini teslim aldı.
Sırplar, kentteki Boşnak erkekleri ve çocukları toplayarak, yakın bölgelerdeki toplu mezarlıklara götürdüler ve kurşuna dizdiler. Bazı Boşnaklar ise ormanlık alanlardan kaçmaya çalıştılar ancak pek çoğu yolda yakalanarak öldürüldü. Katliamda hayatta kalan kadınlar ve küçük kızlar ise tecavüze uğradılar veya esir alındılar.
Srebrenitsa katliamının üzerinden 28 yıl geçti ancak hala katliamda ölenlerin cesetleri bulunmaya devam ediyor. Her yıl 11 Temmuz’da, katliamın yaşandığı yerde anma törenleri düzenleniyor ve yeni bulunan cesetler defnediliyor. Katliamdan sorumlu tutulan Ratko Mladiç ise 2017 yılında Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından soykırım suçundan müebbet hapse mahkûm edildi.
Srebrenitsa katliamı, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biridir. Bu katliamın unutulmaması ve tekrarlanmaması için herkesin sorumluluk alması gerekmektedir.
