Urumçi Katliamının yıl dönümünde Eskişehir sokaklarında katliama lanetler yağdırıldı. Eskişehirli Türkçüler tarafından düzenlenen etkinliğe Eskişehir Kırım Türkleri Derneği, Eskişehir Azerbaycanlılar Derneği ve Eskişehirsporlu Taraftar derneklerinin destek vermesiyle kalabalık bir protesto yürüyüşü gerçekleştirildi.
2 Eylül caddesi üzerinde başlayan yürüyüş Adalar Migros önünde Eskişehirli Türkçüler Başkanı ve Kavgamız Dergisi Eskişehir Temsilcisi Eren ŞAHİN tarafından okunan basın açıklamasıyla son buldu.
5 Temmuz 2009 Urumçi Katliamı’nın yıldönümündeyiz. 6 yıl önce bugün, Çin yönetimi, işgâl ettiği atayurdumuz Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de Türk kıyımına girişmiştir. 1949 yılından bu yana Çin Halk Cumhuriyeti’nin işgalinde olan Doğu Türkistan’a, Çin yönetimleri tarafından iskân edilen “Han Çinlileri” isimli etnik grup ile Uygur Türkleri arasında meydana gelen çatışmalar kısa süre de soykırıma dönüşmüş; Uygur soydaşlarımız sokak ortalarında, caddelerde, meydanlarda ve hatta evlerinde Çin polisleri ve Han Çinlileri tarafından katledilmişlerdir. Urumçi’de yaşanan katliamın fişeğini Çin’in batısında bulunan Guangdong isimli kentte ki oyuncak fabrikalarına zorla çalışmaya götürülen Uygur Türklerinin, Han Çinlileri tarafından öldürülmeleri hadisesi ateşlemiştir. Urumçi Katliamı’nda yüzlerce Uygur Türk’ü kaybolmuş, binlercesi yaralanmıştır. Bu vahşetin ardından 6 yıl geçmiş olmasına rağmen kaç Uygur Türk’ünün şahadete eriştiğine dair güvenilir bir sayı edinilmemekle beraber, can kaybının en az 1.721 olduğu Çin yönetimince duyurulmuştur. Kaç Uygur soydaşımızın idam edildiğini hâlâ bilmiyoruz. Çin Hükümeti , Urumçi olaylarını bastırmak için 20 bin takviye asker göndermesine rağmen olaylar devam etmiş, Doğu Türkistan’ın Kaşgar iline de sıçmaştır.
5 Temmuz 2009 tarihi kadim yurdumuz Doğu Türkistan’ın makus tarihinde ne bir ilktir ne de bir son olmuştur. Günümüzde de Doğu Türkistan’da şiddet olayları devam etmekte, Uygur kandaşlarımız soykırımın dört farklı türünü görmektedirler. Kadim yurdumuzun doğal kaynakları sömürülmekte, Uygur halkı yok edilmek istenmektedir. Çin devletinin bitip tükenmek bilmeyen asimilasyon politikaları, biyolojik ve ahlaki soykırım artarak devam etmektedir. İşgalci Çin devleti, Doğu Türkistan üzerinden tüm dünyaya meydan okumaktadır.
Doğu Türkistan’da süregelen bütün zulümlere rağmen ne Türkiye’den ne de başka bir Türk ülkesinden, Çin yönetimine resmi bağlamda bir tepki verilmiş; Çin yönetimi bir yaptırımla karşılaşmamıştır. Filistin için, Mursi için, Suriye’de ki isyancılar için kolları sıvayan Türk Hükümeti, Doğu Türkistan için sessizdir. Ezilen, öldürülen Türk olduğu içindir ki; sokaklarda insan hakları adına çığırtganlık yapan sözde aydınlar, sıra Türkistan’a gelince dilsiz şeytan olurlar. Doğu Türkistan bugün yalnız ve kimsesizdir; tıpkı Türkmeneli’nde ki soydaşlarımız gibi…Tıpkı işgal altında ki yurdumuz Kırım gibi! Uygur ırkdaşlarımızın da, Türkmen soydaşlarımızın da, Yeşil Ada Kırım’ında kurtuluşunun anahtarı, Türk birliğindedir. Bizlere düşen görev bu birliğe kadar, her yerde ve her düzeyde Doğu Türkistan’da yaşanan insan hakları ihlalini duyurmak, Doğu Türkistan davasının şanlı sancağını yükseltmektir. Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytanlara inat, Doğu Türkistan’da yaşanan zulmü tüm dünyaya duyurmaktır.
