Merhaba Eeeeeyy okur.
Bu yazımda 2019 yapımı olan Sam MENDES’in “1917” filmi hakkındaki izlenimlerimi aktaracağım.
Öncelikle neden “Bir dede hikayesi” şeklinde başlık attığımı açıklayayım.
Film, gerçek bir hikayenin perdeye yansıması. Bu hikayenin sahibi ise filmin yönetmeni Sam MENDES’in dedesi olan Alfred H.Mendes. Aslında bu yönü ile de dikkatimi çekmiş olan filmin bir çok ilginç yönü bulunuyor. Neler mi?
Film No Cut, One Shot, Single Take gibi birçok isim verilen türkçemizde ise genelde Tek Plan olarak adlandırılan bir teknik ile çekilmiş ki bunu izlediğinizde zaten göreceksiniz.
Tek Plan’ın basitçe “tek kamera ile hiç kesilmeden başından sonuna kadar hikayenin işlenmesi” olduğunu söylemem yeterli. Bu tekniğin nasıl yapıldığı ile ilgili çok fazla detaya girmeme gerek yok. Eğer birgün Tek Plan film çekmek isterseniz o zaman yardımcı olurum. :)
Asıl konu şu ki baştan sona böyle bir teknik ile çekilmiş olan bu filmde duygu boşluklarının oluşması kaçınılmaz hale gelmiş. Anlatım itibariyle zaten çok kuvvetli OLMAYAN bu filmin, Tek Plan tekniği kullanılarak cilalanmak istendiği düşüncesindeyim. Prestij kazanma çabası kokuyor. Bu kötü birşey değil. Hatta akıllıca çünkü bu sayede film dünyaca bilinir oldu.
Bana göre hikaye kuvvetli.
Genel olarak Film Hikayesi Kuvvetleri hakkında görüşüm şudur ki; bir hikayenin kuvvetli olup olmamasının hikayenin kendisi ile pek ilgisi yoktur. Bir hikayeyi, işleyiş ve anlatım tarzı onu kuvvetli ya da basit hale getirebilir.
1917 isimli filmin özelinde ise dediğim gibi hikaye kuvvetli, anlatım güçlü ancak bazı boşluklar var.Bu boşluklar ise detay çekimlerinin olmamasından kaynaklanıyor.
Filmi izleyenler hatırlayacaklardır; Ana karakterimiz Schofield’ın eli henüz serüven başlarken dikenli tellerden dolayı yaralanıyor ve aynı el biraz sonra farenin kemirdiği, çürümüş bir askerin karnına giriyor. Ne kadar iç gıcıklayıcı bir durum olsa da yönetmen abimiz Mendes bu olayı çok basite indirgeyip neredeyse hiç ilgilenmeyerek yoluna devam ediyor.
1. Dünya Savaşından bir kesiti bize gösteren bu film, politik olarak da çok fazla sesini yükseltmiyor. Bunu da sevdim.
Yönetmen bu tarz detaylara girmenin ilahi bir kural olmadığını düşünerek “ben de böyle çekiyorum kardeşim” demiş olmalı.
İyiki de yapmış. İşte tam da bu tarz radikal kararlar bir filmi sıradan olmaktan çıkarır.
Bu filme kötü demek gerçek dışı bir yorum olur. Konudan sapmadan, sıkmadan ve bir amatörlük emaresi göstermeden böyle büyük prodüksiyonlu bir işi çekmek iyi bir zeka ve tecrübe gerektirir. Eksiksiz bir film yoktur diyerek de burayı bağlayayım.
Filmin Görüntü Yönetiminin başarısının kahramanı Roger Deakins.
2018 yılında “Blade Runner 2049” ile En İyi Görüntü Yönetimi Oscar’ ını kazanan Deakins, 2020 yılında da “1917” filmi ile tekrar Oscar ödülünün kazananı olmuştur.
Bu tatlı ekibin zor bir deneyimin altından kalktıklarını söyleyebilirim.
Filmi önerir miyim? Evet.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Sizin de bu film hakkında yazmak istediğiniz şeyler olursa yorumlarınızı beklerim.
Sevgiler.
1917 (2019)
Yönetmen: Sam MENDES
Senarist : Sam MENDES
G.Yönetmeni: Roger Deakins
Bütçe: 90 Milyon Dalırssss
