Atsız : “Bir odaya kapanıp Kürt Said’in hezeyanlarını okuyarak kendinizden geçmek mi?” -3-

featured

Türkçülük düşüncesinin ve hareketinin en önemli isimlerinden biri olan Hüseyin Nihal Atsız‘ın, Türkiye Cumhuriyeti’nde uzun yıllardan beri yapılanmasına devam eden ”Nurcular ve Said-i Nursi” hakkındaki düşüncelerini sizlere aktarmaya devam ediyoruz.

Hüseyin Nihal Atsız, 1964 yılında Ötüken Dergisi’nde yayımladığı ”Nurculuk Denen Sayıklama” başlıklı makalesinde, ”Nurculuk ve Said-i Nursi” hakkındaki düşünceleri bugün hala topluma ışık tutmaya, kaynak olmaya devam ediyor.

Daha önce yayımladığımız haberlerimizde Atsız’ın Türkiye’de ilk kez “Nurculuk nedir? Gazetelerde ikide bir görülen Nurcular, Nur risalesi talebeleri kimdir?” sorusunu sorduğunu okurlarımıza aktarmıştık. Hüseyin Nihal Atsız, Said-i Nursi’nin dini kullanan biri olduğunu ve Kürt milliyetçiliği yaptığını dile getiriyor.

“Din, fertlerin vicdanına sığınmış, bir kanaat olarak saygıdeğer bir yer kazanmıştır.”

Hüseyin Nihal Atsız, yayımladığı makalesinde, Said-i Nursi vb. kişilerin dini nasıl kullanıldığınında altını çiziyor.

İşte Atsız’ın o düşünceleri; “Dinin bir ruh ihtiyacı olduğunu bilim kabul etmiştir. Daha zekâsının pek iptidaî olduğu zamanlardan beri, insanların din sahibi oldukları da bilinen gerçeklerdendir. Zekânın ve bilimin yükselmesiyle dinler de yükselmiş, tek Tanrılı dinlerle dinler çağı kapanmış, din uğruna yapılan korkunç savaşlar ve kırgınlıklardan sonra medeni dünyada din, fertlerin vicdanına sığınmış, bir kanaat olarak saygıdeğer bir yer kazanmıştır. Artık medeni insanlar arasında din tartışması yapılmıyor. Dinler hakkında avamî yazılar değil, ancak bilginlerin etütleri yayınlanıyor. Medenî insan, başkalarının dini inancına saygı gösteriyor. Kimseyi propaganda ile kendi dinine çağırmıyor.

Türkiye’de bir zamandır dine karşı takınılan yanlış tutum, yemişlerini vermeye başlamıştır. Mabetsiz şehir kurmakla övünen budalalar, çirkin harabelerin mabed haline getirileceğini düşünememiştir. Cumhuriyetin başlarında, artık görevi ve faydası kalmamış Arapçı ve Arapçacı softa takımı tasviye olunurken, milletin manevi ihtiyacı düşünülerek asrî din adamları yetiştirecek özlü bir din okulu açılsaydı, bugün il ve ilçe merkezleri, doktor payesine erişmiş din adamları ile dolar, bunlar köyleri de kontrol ederek yobazlığa engel olur ve İstanbul gibi şehirde çatalı ve radyoyu haram eden beyinsizler halka vaaz edemezdi.

Mabetsiz şehrin ilk yemişi Ticanîlik, onun olup kurtlanmışı da Nurculuk oldu.”

“Müslümanlık, temeli atılmış, büyük bilginlerini yetiştirmiş, tedvin olunmuş bir dindir.”

Ayrıca; Hüseyin Nihal Atsız, Nurculuk ve Said-i Nursi‘nin peşine takılan gafil Türklere şu sözlerle sesleniyor; “Siz, Türk ve Müslüman mısınız? Türk’seniz, hangi sebeple cahil bir Kürdün ardından gidiyor, onun telkinleriyle kendi ırkınızı, kendi dilinizi hor görüyorsunuz? Aranızda “Türkçe de dil mi?” diyen ahmaklar, resmî dilin Arapça olmasını isteyen hainler var. Siz ne biçim Müslümansınız ki, cahil bir Kür’dün telkini ile evlenmeyi lanetliyor, dinsiz çocuklar yetişir de günaha gireriz diye bekâr kalmaya azmediyorsunuz? Putperest olduğunuzun farkında değil misiniz? Bir cahil Kürdün sakalını, tırnaklarını, abdest aldığı suyu kutsal emanetler gibi saklamak hangi Müslümanlığın, hangi insanlığın, hangi temizlik kaidesinin, hangi şuurun işidir? Uyanın! Radyoyu melekle açıklamaya kalkan bir budalanın müridi olarak eşe dosta, dosta düşmana karşı gülünç olmayın. Müslümanlık, temeli atılmış, büyük bilginlerini yetiştirmiş, tedvin olunmuş bir dindir. Onun yeni baştan açıklanması için Kürt Said gibi maskaralara ihtiyaç yoktur.

Bana bu yazıyı yazdıran, Trabzon’dan yollanan acayip bir nesne oldu. Çok küçük boyda, 8 yapraklık bir broşür olan bu nesne, hangi basımevinde basıldığı belli olmayan bir Said-i Kürd-î reklamıdır. Gönderen, O. Nuri Kurt adında tanımadığım birisidir. İçinde Kürt Said’in sayıklamalarından parçalar var. İkinci yaprağın ikinci yüzündeki şu hezeyana bakın:

“Aziz, sıddık kardeşlerim:

Siz kat’î biliniz ki, risâle-i nur şakirtlerinin meşgul oldukları vazife rûy-i zemindeki en muazzam mesâilden daha büyüktür.”

Evet! Sizin vazifeniz cidden büyüktür. Haçlıların, bozuk iradenin, azınlık ihanetlerinin yıkamadığı Türkiye’yi cehaletiniz, gafletiniz ve hamakatinizle yıkacaksınız. Türklüğü inkâr ederek, şeriati Anayasa ve Medenî Kanun durumuna getirerek, evlenmeyerek, yalnız kalan kadınları evlere tıkarak, eski yazıyı getirip Arapçayı resmi dil yaparak, İslâmiyet’ten önceki tarihimizi küfürdür diye kitaplardan kazıyarak Türklüğü yıkacaksınız. Bunu yaparken, ölü Stalin’le, sağ Makaryos’un müttefiki olduğunuzun asla farkında olmayacaksınız. Müslüman geçindiğiniz halde Peygamber’in “Evlenip çoğalınız” anlamındaki hadîsini hiçe sayarak, Kürt Said’in evlenmemek hususundaki hezeyanlarına baş eğmekle kimin ekmeğine yağ sürdüğünüzün farkında olmayacak kadar acınacak yaratıklarsınız.

“Bir odaya kapanıp Kürt Said’in hezeyanlarını okuyarak kendinizden geçmek mi?”

Neymiş o sizin meşgul olduğunuz büyük vazife? Bir odaya kapanıp Kürt Said’in hezeyanlarını okuyarak kendinizden geçmek mi? Bu zavallı ve gülünç halinizle siz, aslında ruhî tababetin ve marazî ruhiyatın konusu olabilirsiniz. Kendisi genç ve güzel bir kadın olduğu halde, ihtiyar, çirkin ve kör bir zenci ile evlenen Amerikalı artist gibi anormal zevk sahipleri dünyada seyrek görülen nesne değildir. Sizinki de kendi içinizde kalsa, Türklüğün aleyhine yönelmese, belki böyle sayılabilir. Fakat Cennet vaadi ile gafilleri avlıyor, onların milli duygusunu yıkıyor ve Türklükten ayırıyorsunuz. Araplarla aramızda bir dâva oldu mu, mutlaka Arapları haklı buluyorsunuz. Türk – Arap savaşı olursa, “Din kardeşime silâh çekmem” diyorsunuz.

İşte, sizin üstadınızın kimliğini kendi yazısıyla gösterdim. Onun bir Kürt milliyetçisi olduğu apaçık ortaya çıktı. Bu açıklamadan sonra, gerçeği kabul edip de Türklüğe dönerseniz, hoş… Yine eski sapıklıkta inat ederseniz, sizin vicdanınızdan şüphe etmeli…

Son

thumbnail
İlişkili Yazı
Atsız: “Kafası işlemeyen, hatta aslında materyalist olanlar tabiî Nurculuğu seçecektir” -2-
thumbnail
İlişkili Yazı
Nihal Atsız : “Said-i Nursi koyu bir Kürt Milliyetçisidir” -1-

Daha fazla haber için : www.sabithaber.com

İçindekiler

0
alk_la
Alkışla
0
sevdim
Sevdim
0
k_zg_n
Kızgın
2
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Atsız : “Bir odaya kapanıp Kürt Said’in hezeyanlarını okuyarak kendinizden geçmek mi?” -3-