Başbuğ Alparslan Türkeş Hakkında Düşünceler 1: Liyakat

featured

Ülkücü harekâtın Başbuğu merhum Alparslan Türkeş, hiç şüphesiz Ülkücüler’in ebedi lideridir. Türkçülük bilindiği üzere onun önderliğinde Cumhuriyetin siyaset sahnesine çıkmıştır. Yani Milliyetçi  siyasal akım onun önderliğinde teşkilatlanmış ve çilelerde kenetlenmiştir. Dolayısıyla Türkeş teşkilatlanma konusunda uzmandır ve Türk’ün özelliklerinden biri olan teşkilatlanma misyonunu başarılı bir şekilde dalgalandırmıştır.

Yanı sıra Türkeş bir entelektüeldir. Entelektüelliğini fikirlerini belirttiği birçok önemli eserle paylaşmıştır. Kuşkusuz eserlerinin hepsi önemlidir fakat “Milli Doktrin 9 Işık” ebedi ve en bilindik eseridir. Çünkü “9 Işık” Ülkücülüğün ana ilkelerini ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin programının temelini oluşturur.

Bir diğer önemli eseri de “Bunalımdan Çıkış Yolu” adlı kitabıdır. Bu kitapta Başbuğ yine Türk Milleti için çözüm yolları sunmaya çalışmaktadır.

9 Işık ve Bunalımdan Çıkış Yolu adlı iki eserinde üzerinde durduğu konulardan biri liyakattir.

Örneğin; 9 Işık’ın temelinden biri olan ÜLKÜCÜLÜK ilkesinin başlığı altında şu satırları aktarmıştır “Toplum içerisinde insanlar kişisel liyakat ve kabiliyetlerine göre görevlendirilmeli ve bir sıraya konulmalıdır. Bütün bunlarla beraber ayrımsız olarak herkese bir imkân eşitliği sağlanmalıdır. İmkân eşitliği derken mücerret (soyut) anlamda bir eşitlik anlaşılmamalıdır.”.

9 IŞIK ilkelerini pekiştirdiği metinlerde liyakat konusuna şu şekilde değinmiştir: “Kapitalizm bir dünya görüşüdür. Her dünya görüşü gibi kapitalizmin de iktisadi yönü yanında siyasi ve hukuki yönleri vardır. Kapitalizmin siyasi yönü liberal demokrasi; hukuki yönü de liberal hukuk adını taşır. Liberal demokrasinin siyasi kurumları, özellikle meclis, hükümet ve idari kapitalist sınıfa hizmet eder. Liberal demokraside devlet yönetimine patronlar ve onların bürokrasi sınıfı katılır. Parlemento, patronları koruyan kanunlar çıkarır, hükümet ise bu kanunları titiz bir şekilde tatbik eder. Devlet çarkı kapitalistlerin yararına işler. Fakat patronlar ve onlara hizmet eden bürokratlar daima demokrasi ve hürriyetten söz ederler. Fakat bu söz etmeler sahtedir.  Milletin çok büyük kısmı, patronlar dışında kalan kısmı için demokrasi ve hürriyet, bir diktatörlük ve esaretten başka bir şey değildir. Yalnız kapitalist sınıfı efendi, buna karşılık Türk Milleti’nin çok büyük kısmını köle yapan kapitalizme inanmıyoruz. Bu sistemde dünkü derebeylerinin şatosu, şehir merkezlerine taşınmıştır. Dokuz Işıkçı görüşte devlet ne derebeylerinin şatosunda bekçi, ne de köşe başında bir bakkaldır. DOKUZ IŞIK DOKTRİNİ, patronlar düzeni olan kapitalist diktatörlüğe karşıdır.”.

Bunalımdan Çıkış Yolu adlı eserinde ise şu fikirlere yer vermiştir: “Yabancı faaliyetlerle mücadelelerde başlıca üç tedbirin birden bir arada uygulanması gerekmektedir;

1-Milli ülkü ve milliyetçilik şuuru vermek köklü Milli eğitim sağlamak.

2-Süratle sosyal adalet tedbirleri almak ve yoksulluğu, haksızlıkları gidermek.

3-Kanun tedbirleri almak ve hiç müsamaha göstermeden uygulamak.”.

Görüldüğü üzere Başbuğ’un birkaç örnekte bile liyakat konusunda verdiği mesajlar gayet açıktır. Şüphesiz bu konuda düşünce  örneklerinin  sayısı çoğaltılabilir. Özetle Başbuğ “Liyakatin ne denli önemli olduğunun ve liyakatin asıl anlamının ADALET olduğunun sıklıkla üzerinde durmuştur. O Türk Milleti’nin en büyük kılıçlarından biri olan ADALETİN savunucusudur.”

Dolayısıyla liyakat kanununu yok sayana ne denmesi gerekir? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en büyük toplumsal problemlerinden biri liyakat değil midir? Memleketin çocukları liyakatin egemen olmadığı bir ortamda nasıl memleket için uğraş verebilir?

Yararlanılan Kaynaklar:

Alparslan Türkeş, Milli Doktrin Dokuz Işık, Kutluğ Yayınları, İstanbul 1975.

Alparslan Türkeş, Bunalımdan Çıkış Yolu, Yeni Yayınlar, İstanbul 1980.

0
alk_la
Alkışla
0
sevdim
Sevdim
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Başbuğ Alparslan Türkeş Hakkında Düşünceler 1: Liyakat