Sevgili Okuyucum,
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki “devlet aklı” ile “derin devlet” kavramları karıştırılmamalı ve farklı oldukları bilinmelidir. Devlet aklı binlerce senedir varlığını sürdüren, sınırlı sayıdaki kökenli ailelerin oluşturduğu, devletin bekasını her şeyden üstün tutan bir yapılanma, stratejik bir üst zekadır.Devlet aklı için önemli olan yukarıda da belirttiğim üzere devletin bekası ve üstünlüğüdür. Dolayısıyla devlet aklını oluşturan yüce konsey; halkı, devletin varlığından geri planda tutar. Kısacası halk ne kadar zorluk çekse de amaç onlara merhem olmak değil, devleti gayri milli unsurlardan kollamak ve gerektiğinde sahne önüne çıkıp amiyane bir tabirle devleti bataklıktan çıkarmaktır. Devlet aklında duygusallığın yeri olmadığı için halk ne kadar sıkıntı çekse de ölecekse ölür ancak devlet baki kalır.
Derin devlet ise, devlet içerisindeki aktörleri ve rolleri değişen, bütün olmayan; dolayısıyla kanatları olan, iş adamı, mafya grupları, siyasetçi ve bürokratların bir araya gelerek oluşturduğu güç odağıdır. Ancak unutulmamalıdır ki devlet aklıderin devletten de güçlüdür.
Devlet Aklı Birkaç Kişiden İbaret Olamaz!
Sevgili Okuyucum,
Yukarıda belirttiğim üzere, devlet aklını oluşturan yapılanma siyasetçiler değil kökenli ailelerdir. Ülkemizin gerek dış politikada olsungerekse iç politikada olsun yaşadığı başarısızlıkların sebebi alenen ortada olup başkanlık sisteminin neden olduğu ortadadır. Başkanlık sistemi “devlet aklı”nıbitkisel hayata sokmuş ve birkaç kişiden ibaret kılmıştır. Hiç şüphesiz devlet aklı, birkaç kişiden ibaret olamaz.
Devlet Aklı Dirilecek Mi?
Sevgili Okuyucum,
Devlet aklının asla ölmez, sadece bitkisel hayatta kalır… Devlet Aklını bitkisel hayattan çıkarmanın tek yolu ise parlamenter sisteme geri dönüştür. Ki bu dönüşyavaş yavaş gerçekleşmeye başlamış; sahne önündeki siyasetçiler devlet aklına muhtaç kalmışlardır. Devlet aklına sadık kalmayan bir yönetim gidicidir.
Parlamenter Sisteme Bizi AKP mi Götürecek?
Sevgili Okuyucum,
Bildiğiniz üzere kısa bir süre önce Bahçeli, Akşener’e“Evine dön!” çağrısı yaptı. Akşener ise üstü kapalı bir biçimde diplomatik dil kullanarak “Sen git, sahibin gelsin!” dedi. Ki o da gitmemezlik etmedi.
Ben Akşener’i yakından tanıyan bir gazeteciyim. Görüştüğümüz zamanlarda da aramızda bir resmiyet yoktur. Ona Meral Teyze diye hitap ederim. Bu nedenle rahatça söylüyorum ki Akşener bir olay karşısında iktidarı elinde bulunduran zât-ı muhteremlere ne kadar sert tepki verirse versin tecrübeli bir siyasetçidir. Dolayısıyla siyasette dün düşman olanlar, bugün dost olabileceğinden ötürü Akşener hiçbir kapıyı sonuna kadar asla kapamaz. Tecrübeli bir siyasetçi olmak da bunu gerektirir.
Sevgili Okuyucum,
Bahçeli’nin sağlık durumu iyice kötüye gitmeye başladı. Siyasete vakit ayıramayacak kadar da bünyesi yorgun düşmüş durumda… Gününün büyük bir bölümünü tedavi olmaya harcıyor Devlet Bey… Kendisi ile ne kadar ters düşsek de dilerim sağlığına kavuşur.
Anketlerde açıkça görülüyor ki şu anda AKP ve MHP gerekli çoğunluğu sağlayamayacak durumda. Dolayısıyla yeni bir ortak arayışı içindeler. Nasıl ki AKP’yi bir tutan Erdoğan ise, MHP’yi bir tutan da Bahçeli… Bahçelinin yerine merkez sağdan birisi gerekiyor Erdoğan’a… Ancak bu iktidar olmak için değil, parlamenter sisteme dönüş için.
Bahçeli Sağlığına Kavuşamazsa…
Yukarıda MHP’yi ayakta tutanın Bahçeli, AKP’yi ayakta tutanın ise Erdoğan olduğunu söylemiştim. Bahçeli vefat ederse MHP’nin başına kim getirilir bilemiyorum, henüz bir tahminim de yok şahsi nazarımda. Ancak AKP’ye Süleyman Soylu, CHP’ye de İnce gelecek gibi görünüyor.
Sevgili Okuyucum,
Ülke olarak kimi travmalara ve kimi vedalara birkaç yıl içerisinde şahit olacağız. Parlamenter sisteme dönüş için AKP,’ye bir destek gerekecek…Bu desteği ise ancak İYİ Parti verebilecek gibi duruyor.
Yorumlarımın çarpıtılmaması için yineliyorum, İYİ Parti, Akşener’in de geçtiğimiz günlerde vurguladığı üzere Cumhur ittifakına ortak olmayacak.Sadece Parlamenter sisteme dönüşe destek verecek.Evet, Meral Akşener kimseye müzakere kapısını sonuna kadar kapamaz. Ama kimi siyasetçiler gibi de tükürdüğünü yalayacak biri değildir.
İnce Meselesi, “İnce” Mi?
Sevgili Okuyucum,
Devlet aklı, artık sağ iktidarlardan bıkmış durumda. Dolayısıyla artık yeni bir iktidar doğacak. Nasıl ki AKP ekonomik kriz ile geldiyse, ekonomik kriz ile de başka bir iktidar gelecek onun yerine… Ancak bu iktidar sağ bir parti olmayacak. Sol’un baskın olduğu bir iktidar olacak. Ekrem İmamoğlu sahne önüne çıkarıldı ancak o Tayyip Bey’e bir göz dağı idi… Dolayısıyla İmamoğlu kendisini istemeden kullandırmış oldu… İnce meselesine gelecek olursak, o da kullanılanlardan biriydi. Ancak devlet aklı bunu gerektirdi.O topluma açıklayamasa da en azından o zamanlar devletimiz için hizmet ettiğini bildirmek benim bir görevimdir.
Peki Ne Olacak?
Sevgili Okuyucum,
Önümüzdeki yıllarda ismini bile duymadığımız ehliyet ve liyakat sahibi bir kişi sahne önüne getirilecek ve medyanın da kuvvetiyle halkın gözü önünde kahramanlaştırılacak. Dolayısıyla bu kişi iktidara gelebilecek bir potansiyel bir gücün sahibi olacak.
Parlamenter sisteme dönüş ile devlet aklı dirilince Türkiye’miz de dirilecek ve muzaffer olacaktır.Devlet aklının felçten, bitkisel hayattan kurtulduğu daha güzel yarınlarda buluşmak dileğiyle…
16 Ağustos Cumartesi
Yağmur Ozan ÖZBEN
