Fransa Louvre Müzesi: Tarihi Eser Hırsızlığı Hakkında Düşünceler 5

featured

Louvre Müzesi  Fransa’nın Paris şehrinde 1700’lü yılların sonlarına doğru kurulmuştur. Bu müze Avrupa’nın en büyük sanat müzesi olarak bilinmektedir. Ayrıca yapılan istatistiksel çalışmalarda en çok ziyaret edilen sanat müzesi olduğu saptanmıştır.

Bilindiği üzere Fransa 1500’lü yıllara doğru ulusal bir ülke olmaya başlamıştır. Dolayısıyla Avrupa’nın İngiltere ile birlikte “En erken ulus devleti olan ülke.” unvanını paylaşmıştır. İki devlet arası paylaşım başka unvanlarda da olmuştur. “En fazla tarihi eser hırsızlığı yapan ülke.”, “En fazla tarihi eser kaçakçılığı yapan ülke.” ve “En fazla tarihi eser tahribi yapan ülke.”  gibi unvanlar paylaşımlarına  örnek gösterilebilir. (Almanya’yı da atlamamak gerekir.) Çünkü  1770 ve 1800’lü yıllar itibariyle bu iki devletin tarihi eser konularında, özellikle Ortadoğu ve Anadolu gibi coğrafyalara ait eserleri çalmak ve tahrip etmek için birbirleriyle yarıştığı bilinmektedir. Hatta bu yarışta hızını alamayan Napolyon 1798-1801 tarihleri arasında Mısır’ın tarihi eserlerini yağmalamıştır. Yağmalama sürecinde ise birçok eseri tahrip etmiş yanı sıra Paris’e götürmüştür. Napolyon’un bu sayede Louvre Müzesi’ni doldurduğu bilinmektedir. Hatta Louvre Müzesi’nin ilk müdürü olan Vivant Baron Denon, Mısır yağmasında Napolyon’un danışmanlarından birisidir. Dolayısıyla müdürün yağmada büyük emeği vardır. Ancak belirtmekte fayda vardır; daha sonra,  yağmayla doldurulan müzedeki eserlerin belli bir kısmı ait oldukları topraklara zorda olsa gönderilmiştir.

Günümüzde bu müzede sergilenen ve korunan 7 (yedi) ana bölüm vardır. En dikkat çeken bölümlerin ikisi Mısır ve Anadolu medeniyetlerine ait olanlardır . Müzenin internet sitesinde bahsettiğimiz bölümler ve yağmalanan eserler gayet rahat bir şekilde sergilenmektedir. Ayrıca müzede fotoğraf çekmek yasaktır! Yani medeniyetin çocukları olduğunu iddia eden kimi Fransızlar, Avrupa kıtasında geçmişten bu güne gelen abartılı insan karışımlarından dolayı, yüzsüzlük tanımının farkında bile değildirler. Bilindiği üzere Avrupa’da güçlü soylu hanedanlıklar, siyasi boşluktan faydalanarak istediği ülkenin tahtına oturabilmişlerdir. Örneğin; şu anda İngiltere’nin kraliyet hanedanı olan Windsor Hanedanı, Alman kökenli bir hanedanlıktır. Dolayısıyla Avrupa tarihi karışıklıklarla ve çıkarsal davranışlarla doludur.

Sonuç itibariyle Louvre Müzesi dünyanın en çok ziyaret edilen ve sayılan müzelerinden biri olsa da bu saygınlık biraz kuşkuludur. Çünkü “eserlerin ait oldukları topraklardaki devletlere ait olduğu ve bu devletlerce sergilenmesi gerektiği” etiğine müze tarafından uyulmamıştır. Elbette eserler ait oldukları topraklardan başka yere çıkartılarak sergilenebilir. Fakat geçici ve izinli bir şekilde çıkartılıp sergilenmesi şartına uyularak. Dolayıyla Louvre Müzesi sömürü ve yüzsüzlük sembollerinden birisidir. (Dünyanın sadece insana ait olduğu düşüncesi ne kadar yanlışsa, bir takım Avrupalı devletlerin “dünyanın kendine ait olduğunu zannetmesi” de o kadar yanlış ve aşağılıktır.) Şimdi kimi Fransızlar şöyle bir düşünceye kapılabilir: “Mısır’da sürekli bir siyasi karışıklık var, bu karışıklıkta bu canım eserler çok büyük zararlar görür. Birilerin bu eserleri koruması gerekmiştir. O gerekliliği de Fransa gerçekleştirmiştir.”  Fakat bu düşüncedekilerin atladıkları ve saptırdıkları hususlar vardır. Bu hususlar birkaç soruyla aydınlatılabilir:

1- Mısır neden siyasi karışıklık içerisindedir?

2- Fransa’nın Mısır’da ne işi olmuştur?

3- Anadolu siyasi açıdan karışık değildir, neden Anadolu’ya ait eserler Louvre Müzesi tarafından ait oldukları yere gönderilmemektedir? Üstelik Anadolu’da birden fazla saygın müze vardır yani bu durum Anadolu’nun müzecilik ve eski eser korumacılığı dalından anladığını göstermez mi?

4- Medenilik hırsızlık ve yüzsüzlük demek midir?

0
alk_la
Alkışla
0
sevdim
Sevdim
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Fransa Louvre Müzesi: Tarihi Eser Hırsızlığı Hakkında Düşünceler 5