Yaşadığımız büyük acı sonrası, bağlantılı bazı konuları da düşünmenin ve konuşmanın zamanıdır kanaatimce.
Mesela yeni ABD Başkanının açıklaması. Şehitlerimizin pkklı kalleşler tarafından kahpece şehit edildiklerini dahi öğrenemeyecek düzeyde istihbarat zafiyeti içinde olduğu ya da bu derece kötü niyetli olduğu konusu.
Birincisi Amerika için felaket ama ikinci ihtimal doğru ise “müttefik” olgusunun geldiği nokta bir ibret vesikasıdır.
Sizi bilmem ama bana “Türk’ün Türk den başka dostu yoktur” sözünün doğruluğunun bir kez daha ispatı gibi geliyor.
Gerçi gün geçmiyor ki bu sözün doğruluğu ispatlanmasın ama birileri yine de anlamamakta ısrar ediyor neyleyelim?
Sonuçta bizler Türkçüyüz. Bizi pek kimse dinlemez. Pek de sevilmeyiz. Başbuğumuz Atatürk, Yolbaşçımız Atsız. Biz güçlü bir Türkiye isteriz.
Bu sebeple de bizi ne Amerika sever, ne Rusya, ne İsrail, ne de Avrupa.
O yüzden oradan buradan fonlardan para da gelmez bize.
Araplar da sevmez bizi, “mevali” kavramına ölümüne karşı olduğumuz için.
Bir de ümmet ümmet diyerek sırtımızdan vuruşlarını unutmadığımız için olsa gerek.
İhaleci, kolay para kazanan zenginler de sevmez bizi. Hep önce vatan, millet dediğimiz için bizimle saltanatlarının sürmeyeceğini bilirler.
Olsun be, ne demiş Yolbaşçımız Atsız:
“Bir kemiğin ardından saatlerce yol giden itler bile, gülecek kimsesizliğimize.”
Acıdır ama farklı siyasi görüşlerde olanlar söver de, tehdit de eder ama
“Helal olsun be kandaşım” diyeni de görmedik yakın dostlarımız dışında.
Her ne olursa olsun biz bu vatan için doğru bildiğimizi söylemeye devam edeceğiz.
Dişimizden, tırnağımızdan, rızkımızdan ayırdıklarımız ile siyaset mücadelesine devam edeceğiz.
Neyse, gelelim iktidarın küçük küçücük mini minnacık ortağına;
Efendim “16 şehit oldu diye yas mı ilan edilirmiş, ilk defa mı şehit veriyormuşuz” Şehitliği küçümseyen benzer sözler, ifadeler.
Doğu Perinçek’in bu beyanları siyasi geçmişini çok iyi bilen bizleri hiç şaşırtmadı ancak,
Partisine törenler ile geçen anlı şanlı Generallerimiz, hadi Doğu Bey’in geçmişine hiç bakmamışlardı diyelim, bu sözlerini nasıl sineye çektiler, nasıl sindirdiler orasını anlamamız mümkün değil.
Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu tavır ve beyanlara nasıl ve neden katlandığı da çok soru işareti taşıyor.
Bizce bir diğer önemli hususta şu an bu eli kanlı terör örgütünün elinde halen esir tutulan evlatlarımız var mıdır?
Eğer varsa (ki olduğunu duyuyoruz) bunların ne pahasına olursa olsun ve hemen kurtarılması gerekliliğidir.
Sayın İçişleri Bakanımızın verdiği sözü de henüz tutamadığı düşünülür ise, yakalayın artık o yılanı. Sonra da esirlerimizi elinde tutan çapulcu sözde pkk komutanı kim ise ona, bir iki parmağını mı gönderirsiniz, kulağını mı gönderirsiniz, hatıra gönderiverin. Bence etkili olur.
Sonrasında hem bu vatan için canını ortaya koyan her evladımız hem de tüm dünya geride kimseyi bırakmadığımızı görecektir, görmelidir.
Esenlikler, Tanrı Türkü Korusun.
