• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - İstanbul

Gümüş Göl

featured

Sizlere esenlikler ile dolu bir hafta diliyorum. Sizlerle yeniden buluşmak onur verici. İlk yazım olan “Tanrı dağı” ve devamı niteliğindeki “Tanrı dağı etekleri” hikâyemi yazdıktan sonra üçüncü bölüm olan ”Gümüş Göl” yazımla tekrar sizlerleyim. İlk yazımda da belirttiğim gibi Türk mitolojisindeki varlıkları, sizi sıkmadan kendi yazdığım kısa hikâye içinde tanıtmaya çalışıyorum. Neyse ki geçen hafta yayınlanan yazıma herhangi bir gruptan tepki gelmedi.

Hikâyenin devamına geçmeden evvel Türkiye gündemini aylardır meşgul eden belediye seçimleri ve İstanbul seçimine değinmeden geçemiyorum. Yeni İstanbul belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’na saygılarımı iletiyor ve tebrik ediyorum. Dilerim kendisi her zaman şeffaf belediyeciliği benimser. Kendisine rant kavgalarından uzak, kayırma olmaksızın çalışacağı beş yıllık sürecin hayırlı olmasını diliyorum. Keşke “Umay’ın Kaderi” kitabımdaki 2070’lerde ki o İstanbul’un güzel temelleri şimdiden atılabilse. Dilerim seçim sonucu tüm İstanbullular için hayırlı olur.

Gümüş Göl 

Nihayet Sıgun gölün yanına gelince yavaşladı ve inebilmem için ön bacaklarını eğdi. Boynuzlarını bırakmadan evvel geldik mi? diye sordum.

  • Evet geldik
  • Ama burası neresi?
  • Burası Gümüş Göl. Ak Ana seninle burada konuşacak. Korkmaman veya bocalamaman için sana önceden haber veriyorum.
  • Selda şaşkınlık içinde; Türk mitolojisinden bildiğimiz Ak Ana mı? Yani dünyanın yaratılması için Tanrı Ülgen’e ilham veren?
  • Evet.
  • Türklerin atasıyla mı tanışacağım?
  • Evet, kutlanmış Türk’ün atası.
  • Selda heyecan içinde sordu; Şimdi ne yapmalıyım?
  • Önce üstümden in ve Gümüş Göl’de yaralarını temizle.
  • Tamam, hemen temizliyorum.

Heyecan içinde Sıgun’un üzerinden indim. Bacağım yine topallıyordu. Göle doğru ilerlerken, dağın dışının aksine iç vadide hiç rüzgâr yoktu ve hava çok sıcaktı. Beremi çıkartıp elime aldım. Bir an için anlatılan cennet bu olmalı diye düşündüm.

Nihayet gölün kenarına varmıştım. Zorda olsa eğilerek dizlerimi ve dirseklerimi kan ve topraktan temizledim. Aniden yaralarımın iyileşmeye başladığını ve acılarımın azaldığını fark ettim. Bu durum bende suyun tadına bakma arzusu yarattı. Avucuma suyu alıp ağzıma tam götürüyordum ki aniden bir kadın sesiyle irkildim.

  • Ses vadide yankılanacak kadar yüksekti. Sakın! Sakın bu sudan içme! Yoksa sonsuza kadar yaşamak zorunda kalırsın.

Sesten bir an irkilmiştim ama sonsuza kadar yaşamak fikride açıkçası kulağa hiçte kötü gelmiyordu. Yinede duraksadım. Sesin nereden geldiği anlaşılmıyordu. Suyu içmek istediğimi fark eden ses yine beni uyardı.

  • Sakın dedim, sana şu an hoş gibi gelebilir ama dünyada sonsuza dek tek başına yaşamak inan istemezsin. Tüm sevdiklerinin ölümünü görmek inan bana hiç hoşuna gitmez. Ben yıllardır sizlerin doğumlarına sevinip, ölümlerinize ağlıyorum. Bak şimdi bir evladım daha öldü!

Kadının sesi şimdi çığlıklara dönüşmüş ve derin derin ağlamaya başlamıştı. Sanki tüm acılar yüreğine batmış bir anne gibi ağıtlar yakıyordu. Elimdeki suyu hemen göle geri bıraktım. Sonra parlak bir ışığın bir keçinin sırtında hayat ağacına doğru yaklaştığını gördüm.

  • O ışık nedir?
  • O demin ölen şaman evladımın tini! Önceki atası ile burada buluşacak.
  • Herkesin ruhu bu ağaca mı geliyor?
  • Hayır, sadece şamanların ruhu ağaçta kalır. Diğer insanlar yani atalarının ruhu evin ateşinde yaşamaya devam eder! Sadece şamanların ruhlarını keçiler buraya taşır.
  • Peki, kötü ruhlar?
  • Onları Erlik cezalandırır. Erlik’in hizmetkârı olurlar!
  • Bu gerçekten çok karışık benim için. Sizi görebilir miyim?
  • Tabii ki.

Birden gölün yüzeyinde balık kuyruğuna benzeyen bir şey gördüm. Sonra saçları gümüş gibi parlayan ve geyik gibi boynuzları olan yüzü net göremediğim bir kadın gölden yarı beline kadar çıktı.

  • Siz Ak Ana’sınız dimi? Sıgun bana sizden bahsetti.
  • Evet, o benim.
  • Benim anlayamadığım; ben niye buradayım? Beni seçmenize ne neden oldu?
  • Sen canım benim en sevdiğim evlatlarımdansın. Türk olmayı o kadar seviyorsun ki, geceleri yaptığın tüm duaları duydum. Sen dualarında insan atalarına ulaşmak istiyordun. Ama ben senin tüm bunları görmeyi hak ettiğini düşündüm.
  • Gerçekten çok teşekkür ederim. Bana bu kadar değer verdiğiniz için.
  • Beni seçmenizin başka bir nedeni var mı?
  • Evet, var. Sen bizim yanımızdan ayrılmayı hiç istemedin. Bizlerden kopmayı reddettin. Aslında niye dünyadayım? Burada ne işim var diye sorgularken bizleri özlüyordun ve aslında buraya ait olduğunu biliyordun.
  • Peki, herkes burada mı yaşıyor?
  • Hayır, Selda, aslında bende burada yaşamıyorum. Biz aslında her yerdeyiz. Burada senin beyninin algılayabileceği ve korkmayacağın bir ortam yarattık. Normalde burada sadece Şamanların ruhunun gezindiği bu hayat ağacı var. Senin aradığın, atalarının mezarları burada… Onları bulmanı istedik.
  • Şimdi ne olacak? Beni geri mi göndereceksiniz?

Devam edecek…

0
alk_la
Alkışla
0
sevdim
Sevdim
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Gümüş Göl

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.