Hüsnüyusuf

featured

Kıymetli okuyucularımız, tanıtacağımız kitap Abdulkadir Uslu’nun HüsnüYusuf adlı öykü kitabıdır. Bu öykü kitabı son derece sade ve akıcı bir üsluba sahiptir. Yer yer yerel ağızlardan ve deyimlerden örneklerle zenginleştirilmiştir. Öyküler içerisinde yerel ağızlardan ve diğer sözcüklerden bilinmeyenleri yazar dipnotta açıklamaları ile vermiştir. Bu da okurken öğrenmeyi sağlamakta bu dem de kolaylaştırmaktadır. Yazarımız aynı zamanda Denizli Türk Halk Kültürü’nü bu kitabında en iyi şekilde nakşetmeye özen göstermiştir. Kendisini tebrik ederiz.

Uslu, Abdulkadir, Hüsnüyusuf, Boy Yayınları, Denizli 2018

• “Kırkıtatı” adlı bölüm ile başlamaktadır. Bu bölümde yetişmişli yıllarda torunu -İbraam (İbrahim) ile kalan bir dul kadının hayatından kesitler aktarmaktadır. Evvela ilk sayfalarda İbrahim ile Sultan’ın arasındaki diyaloglar ise çok naiftir. Buna etki yapan faktör ise: ağız özelliklerinin olmasıdır. Bu kadın -Sultan- ın kocası kasabanın ileri gelen sakinlerinden Müftü Efendi’dir. Burada Müftü Efendi’ye dair biraz bilgi verilmiştir ancak keşke halvethâne ve onun ilmi yönüne dair biraz daha zenginleştirilmeye gidilse daha güzel olacaktır diye düşünüyorum. Öyküde Cumhuriyet Bayramı günü aile içerisinde çok önemlidir. Müftü Efendi, bir Cumhuriyet Bayramı günü vefat etmiştir. Bu Sultan Hanım üzerinde derin bir sızı olarak kalacaktır. Yine yıllar geçip torunu İbrahim’in bir Cumhuriyet Bayramı günü şiir okuyacak olması ise son derece manidar olmuştur. Sultan Hanım’ın bu konudaki titizliği aynı zamanda Müftü Efendi’nin “Müftü Efendi, Cumhuriyet Bayramı’nı çok mühimserdi. ‘Bu vatan kolay gelmedi bu günlere, bu millet olarak biz gerçekleştirdik, ülkemin insanları Cumhuriyeti hak ediyor’ demesi ise son derece mühim bir noktadır. Öyküye ismini veren aynı zamanda İbrahim’in hem öğretmenlerine hem de ilerde vefat edecek olan anneannesi Sultan Hanım’a götüreceği bir çiçekten bahsediliyor: Kırkıtatı. Yazar, dipnotta şöyle ifade etmiş: Kırkıtatı: Yörede tat denilen kasımpatıya benzer bir çiçek.
İbrahim’in Cumhuriyet Bayramı’nda şiir okuyacağı zaman gelir. Titiz bir şekilde giyinir. Kırkatı çiçeği öğretmenlerine verilmek üzere hazırlanır. Ancak o sabah Sultan Hanım’da bir durgunluk hâkimdir. İbrahim bunu fark eder ancak “Merak etme, önemli bir şey yok. Biliyorsun, bugün Müftü Efendi’yi kaybettiğimiz gün. Her 29 Ekim’de böyle olurum ben. Göğsüm daralı, mengede sıkalar sanki beni. Haydi, sen git, geç kalma!” der.

Hüsnüyusuf çiçeği

İbrahim şiirini okur ancak Sultan Hanım’ı göremez. Eve döndüğünde bir kalabalığı fark eder. Bu genelde hemen hemen bütün öykü, roman vs. alanlarda rastlanan bir şeydir. Karakter acı haberi evin önündeki kalabalık ile alır.Sultan Hanım, vefat etmiştir bir Cumhuriyet Bayramı günü. İbrahim günlerce ağlar. Daha sonra dayısı tarafından anneannesi ile kaldıkları ev yıkılır.
Kitapların akıbeti ne oldu? Onu çok merak ediyorum. Yıllar geçiyor bir gece saat yirmi dört sırasında ahali birden irkiliyor. İbrahim, anneannesinin mezarına götürmek için kırkıatı alıyor bir evden. Anneannesinin çok sevdiği ifade edince, Müftü Efendi’nin torunu olduğu anlaşılıyor.
Bu öykünün sonundaki boşluk kısıma: Ah be İbraam… Koca yürekli çocuk! yazdım.

• “Hüsnüyusuf” adlı öykü “Şehit Piyade Er Halil İbrahim Türküstün ve tüm şehitlerimizin aziz hatırasına” ithaf edilmiştir.
Bu öykünün başlığı aynı zamanda kitabında adıdır. Öyküye geçmeden önce şunu açık yüreklilikle ifade etmeliyim ki yazar burada aslında her asker ailesinin geniş bir ifadeyle “vatan evlatlarının” acısını, sevincini, endişesini, geride bıraktıklarını, kahramanlıklarını, kararlılıklarını en iyi şekilde bu öyküde aktarmayı başarmıştır.
Yusuf’un babası Mehmet’in Allah’a teslimiyeti ve vatan olan sevgisi, oğlunu bu uğurda kurban etmeye hazır ve nâzır duruşu gerçekten duygulandıracak cinstendir. Mehmet’in sık sık “Bir Yusuf’um var bir de hüsnüyusuflarım” cümlesi öykünün ilk sayfalarından itibaren ne kadar duygu yüklü olacağını bizlere haber vermektedir. Yusuf, her Türk evladı gibi asker olmuştur.
Kasabadaki sevinç, milli heyecanın okuyuculara nakli taktire şayandır. Bu sayfaları okurken özellikle de asker uğurlama safhasında sanki kendi ağabeyimizi askere yolluyoruz hissene kapılmaktayız. Yusuf’un ve gençlerin Tavas Zeybeği oynaması ise yine yazarımızın Denizli Türk Halk Kültür ögelerini kitapta titizlikle incelemesinin en açık örneklerindendir.
Okuyucular, Halil Hoca’nın dualarını gönülden “Amin!” diyerek aslında bir nebze olsun o asker uğurlamasının heyecan ve atmosferlerini tatmışlardır.

“Her Türk asker doğar…”

Yazarımızın Nihal Atsız’ın Kahramanların Ölümü adlı şiirine yer vermesi yine son zamanlarda muhtelif kanalarda da bu şiirin okunması bizleri mutlu etmektedir. Nihal Atsız’ın bu duygu ve heyecan yüklü şiirleri cephelerde kanlarını oluk oluk akıtmaktan çekinmeyen kahraman Türk evlatlarının bütün bir düşünce ve azmini tek bir vücut haline şiire aktarmıştır.

Kitaptaki şu bölümü direk olarak aktarmak istiyorum:
“Yusuf’un babası Mehmet, bahçedeki toprağa diz çökmüş çok sevdiği hüsnüyusufları saran ayrık otlarını, temizlemeye çalışıyordu. Ne lanet şeydi bunlar, bir türlü kökünü kurutamamıştı; üç gün sonra tekrar peydahlanıyorlar, hüsnüyusufları dah sık sarıyorlar. Yusuf’un mektubunda “Baba vatanın bağrını ayrık otlar sarmış, temizleyeceğiz inşallah!” diye yazışını hatırladı. Hüsnüyufuların mükemmel özelliklerini Yusuf’unda da görür ama Yusuf’unu bu çiçeklere benzetmek istemezdi çünkü onların ömürlerinin kısa olduğunu bilirdi. Ama ne çare? İşte, özellikleri hüsnüyusufulara benzeyen Yusuf’un kaderi de onlara benzemiş genç yaşta toprağa düşmüştü. Yusuf, hüzün olmuş baba yüreğine oturmuş, ateş olmuş ana yüreğini yakmıştı ve kasabalıların ciğerleri yanıyor.” (S.68)

Ve… Yusuf, kara toprağın bağrına düştü… Şehit oldu.

“Ya Allah bismillah! Allah-u Ekber!”

Yazarımız bu “hüsnüyusuf” adlı öyküsünde de Anadolu’nun bağrından çıkıp, hudutlarında kan ve can veren bütün askerlerimizin yaşadıklarını, onların ailesinin yaşadıklarını, duygularını bizlere açık bir şekilde nakletmiştir.

Bütün şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Allah şehadetlerini kabul buyursun.

“Şehitler ölmez vatan bölünmez…”

0
alk_la
Alkışla
0
sevdim
Sevdim
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Hüsnüyusuf