Dünyanın gündeminin ilk sırasında Rusya Ukrayna savaşını var. Rusya ordusunun, Ukrayna topraklarını işgal etmesiyle beraber gündelik yaşamımızın her alanın da bu savaş hakkında ki düşünde ve kaygılarını paylaşan insanlara rastlıyoruz. Artık akıllar bu savaşı düşünmekle meşgul. Benim aklımdan da Ukraynalı bir askerin söylediği sözler çıkmıyor. Tankının önünden Rus işgalcilere seslenen Ukraynalı asker, “Buraya gelip Rus olduğunu mu gösterdin? Rus benim, Rus benim, sen Mordovyalı bir Tatar’sın!..” diyordu.
Bu tümce tarihin tekerrür ettiğin kanıtlarından yalnızca biridir. Ukraynalı asker fazlasıyla haklı. Aynı siyaseti Sovyetler birliği döneminde de Stalin izlemişti. II. Dünya Savaşı’nda Kazak, Kırgız, Tatar vb Türk kökenli askerler yoğun olarak savaşmış ve savaşın da kaderini SSCB lehine değiştirmişlerdi. Hatta SSCB üniformalı Türk halkları, Alman üniformalı Türkistan lejyonlarıyla bile savaşmıştı. Lâkin zafer, ölen Türk uluslarının değil, cephe gerisinde bırakılan Rus halkınındı. Bugün de aynı olay gerçekleşiyor. Ukrayna ordusu tarafından yakalanan Rus üniformalı askerlerin yalnızca 7’de 1’inin etnik kökeninin Rus olduğu iddia ediliyor. En son, Ukraynalıların esir aldığı Rus askerinin kimliği, telegram grupların da paylaşıldı. Esir asker Rusya Federasyonu’na bağlı Başkurdistan Cumhuriyeti’nden; 1980 doğumlu ve ismi Ruslan! Diğer esirlerin simalarından da Türk halklarından oldukları fark edilebiliyor. Bir diğer yandan, Ukrayna ordusunda da Kırım Tatarları savaşıyor. 2014 yılında Rus ordusunca işgal edilen yeşil adanın gerçek sahipleri, katil sürüsü Rus işgalcilerle savaşıyorlar. Yazık! Belki beşinci belki de altıncı atası bir olan soydaşlar, birbirleriyle savaşmak zorunda kalıyorlar.
Ruslar gene bir taşla iki kuş vuruyorlar. Hem topraklarını genişletiyorlar, hem de ülkelerinde ki etnik farklılıkların nüfuslarını azaltarak, millileşiyorlar. Tıpkı tarih de yaptıkları gibi…
Rus emperyalizminin ne denli güçlü olduğuna defalarca tanık oldum. Kızıl emperyalizm, başka halkların anadili bozacak, ulusal kimliği unutturacak derece de asimile edebilme yeteneğine sahiptir. Üstelik müthiş derecede de manipülasyon yapabilir! Örneğin: Putin, Ukrayna’da “neo Nazilere” karşı askeri harekât yönetmek de olduğunu sıkça dile getirip, savaşı meşru zemine oturtmaya çalıyor. Hatta Ukraynalılara da AZOV taburuna karşı birlik de savaşmayı bile teklif ediyor. Peki aynı Putin, günümüzün en kalabalık ve en terörize Neo Nazi örgütlenmesi olan Format18’i (Формат18) bilmiyor mu? Format18 isimli bu örgüt 2020 yılına kadar , “Tesak” lakabıyla anılan Maxim Sergeyevich Martsinkevich tarafından Moskova’dan yönetilmekteydi. Rus Nazileri’nin silahlı kanadı olan bu örgütün Rus Çarlığının ve Nazi Almanyasının bayraklarını astıkları spor salonları, üniformalı ve teçhizatlı paramiliter ekipleri hatta özel eğitimcileri bile vardı. Youtube’de onlarca videoları mevcut. Format18’in Rus dazlakları Moskova metrosunda Özbek asıllı bir kadının yüzüne kezzap atmak, biri Dağıstanlı, diğeri Tacikistanlı iki Rus vatandaşının öldürmek, bir Özbek kız çocuğunun tekmelenerek ölümüne sebep olmak gibi terör suçlarının failidirler. AZOV taburuyla Ukrayna topraklarında savaşan Putin, başkentindeki bu terör örgütünü fark edemiyor mu?
Eğer Rusya Federasyonu , Ukrayna savaşında dağılırsa ne âlâ ! Aksi takdir de ikinci adresinin ya Moldova ya da Kazakistan olacağını düşünüyorum. Kazakistan’ın yoğun Rus nüfuslu Kızılyar (Petropavl) ve Pavlodar eyaletlerinin ilerleyen yıllarda yeni Donetsk ve Luhanks olmayacağını kim garanti edebilir?
Putin’in, savaşın başında gerçekleştirdiği konuşmasını hatırlayınız. Stalin hariç, kendisinden önceki tüm devlet başkanlarını suçlamıştı. Sanki XXI. Yüzyılın siyasi bir ismi değil de zorbaca Pan Slavist politikaları yürüten bir Çar edasıyla tümcelerini sonlandırmıştı. Emin oldum ki Putin’in , adaşı olan Jirinovski’den tek farkı Yahudi olmaması. Düşünce yapıları neredeyse aynı. Tıpkı SSCB’nin ideoloji perdesinin ardında apaçık Rus emperyalizminin olduğunun gibi. Çarlık, Sovyet ya da Federasyon… Rus Emperyalizmi şekil ve renk değiştirerek, milletleri tehdit etmeye ve diğer Emperyalist güçlerle rekabet etmeye devam ediyor. Bu gerçeği ise yalnızca bizim Avrasyacı takım kabullenemiyor…
