Bir Bavul Bir Şemsiye

featured

Size 2016’dan 2018 yılına kadar bir türlü biletini bulamadığım ve en nihayetinde işin püf noktasını öğrenip mutlu sona ulaştığım benim için farklı bir yanı olan ve yorumlarda herkesin “Üç kez gittim, yok beş sefer izledim.” dediği için çok kıskanıp imrendiğim şahane bir oyundan bahsetmek istiyorum. Devlet tiyatrosu tarafından tiyatroseverlerin beğenisine sunulmuş oyunun adı “Profesyonel“. Çok tercih edilmesinin sebebini oyuncuların ünlü olmalarından kaynaklanıyor diye düşünmüştüm, ama hayır!

Oyuncular;

Luka Laban: Bülent Emin Yarar

Teodor Teya Kray: Yetkin Dikinciler

Marta: Gülen Çehreli

Kaçık: Cenap Oğuz

İşin aslı her şey birbirine bağlı! Oyunculuk, konu, dekor, kostüm, müzik, doğaçlama hepsi çok ama çok iyi. Hele ki metin mükemmel diyaloglarla yazılmış. Metni dünyaca ünlü Sırp yazar Duşan Kovaçevic‘e ait olmakla birlikte çarpıcı anlatımı büyüleyici bir etkiye sahip. Bu oyunu gören bütün tiyatroseverlerden on üzerinden en az 9,5 puan garanti alır. Bana göre; onun üstünün de üstü!

Amma velakin bu bilet kapma işi nasıl oluyor ilkin onu anlatayım.

İnternette biletler saat 10:10’da satışa sunuluyor. O an her ne kadar hazır ve nazır olursanız olun dakikalar, saniyeler, saliseler hiçbir işe yaramıyor. Bir bakıyorsunuz biletler tükenmiş… Ben bir üç ay böyle hüsranla geçirirken gişeye gitmeye karar verdim. Bana en yakın Şişli Cevahir Sahnesi’ni seçtim ve bir cumartesi sabahı yola koyuldum. Oraya vardığımda bir de ne göreyim panayır gibi tüm sanatseverler orada toplanmış! Meğerse bilet satış gişesi saat 10’da açılıyormuş! İki dakika içinde biletler bitince haliyle saatler 10:10’u gösterdiğinde internette satılacak bilet kalmıyordu. Neyse ki artık davetiye aldığım için bu sorun ortadan kalktı.

Nitekim ben de bu yöntemi öğrendikten sonra arkadaşlarıma beşer beşer bilet alıp tiyatro ısmarlamaya başladım. Sanırım beni ya da benim gibileri fark etmiş olacaklar ki tek seferde satın alınabilecek bilet sayısını beşten dörde indirdiler.

Şaka bir yana tiyatroya çağıran arkadaşınız var ise kaçırmayın. Biletiniz de bol olsun dostlarınız da…

O zamanlar indirime girmiş ürünlere koşturan tüketiciler gibi nasıl bir yarış var anlatamam. Bilenler erkenden geliyor ve o kuyruklarda beklerken ahbaplık kurulmuş sohbet muhabbet gırla. Başka hangi tiyatrolara gidilmeli diye insanlar önerilerde bulunuyorlar birbirlerine. Sahneler içerisinde en kolay bilet alınan yer Taksim Küçük Sahne’ydi (sanırım şu an geçici olarak kapalı). Hemen caddeye yakın olması isteğinize kavuşmayı hızlandırıyor. Öyle AVM kapı açılışını beklemek, uzun girişleri geçmek, yol yürüme yok. Şipşak sonuca ulaşabiliyorsunuz.

Bununla birlikte hafta sonu uykusundan feragat eden, bilet bulmak için ustaca yöntemler bulan tiyatroseverlerin de profesyonelliğine dikkatinizi çekerim. Kim bilir benim bilmediğim daha neler yapıyorlar neler? Ben bildiğim/denediğim kadarıyla bir ipucu daha söylemeliyim: Biletiniz olmasa bile gidin şansınızı deneyin. Yetişemeyenlerin biletlerini son bir dakika kala veriyor bazı iyi yürekliler. Hele ki öğrenciyseniz zaten içeriye bir tabure atıp size özel açılacaktır tüm kapılar.

İzlemeye gittiğim gün sabırsızlıkla fuaye alanında beklerken etrafımdaki insanlardan duyduğum Bursa’dan Sakarya’dan geldikleriydi. Şaşırdığım bu duruma biraz hayıflanarak “Ben yanı başımda oynanan bu oyuna gelemiyorum, siz neden geldiniz? İstanbul dışından diyordum.” tabi içimden.

Sonradan anladım ki bu tiyatro bağımlılık yapıyor tekrar ve tekrar izlemek istiyorsunuz. Oyunu görmeden önce neden üst üste gidiyorlar bıraksınlar da başkaları da görsün derken, şimdi utanmadan sıkılmadan söylemeliyim ki tam yedi sefer gittim! Bu kadar kaliteli ve güzel bir iş ortaya çıkınca insan merak ediyor yanında götürdüğü tiyatrosever oyunu nasıl bulur, ne der diye?

Tek eleştirim 2 saat olan oyunun 1 perde yerine 2 perde olması gerektiği yönünde. Bence ara verilmeli ama nihayetinde konu sürükleyici olduğu için pek şikayet edemem. Senaryo o kadar sağlam ki tiratlar su gibi akıp gidiyor.

Bir Bavul Bir Şemsiye
Bir Bavul Bir Şemsiye

Dekorda kullanılan iki öğe çok hoşuma gitti biri bavul diğeri şemsiyeler. Bavula ne koyarsanız koyun kendi kesenizde olanları götürüyorsunuz. Hayatta ıskaladığınız her ne varsa (pişmanlıklar, söylenmemiş yarım kalan sözler, yüzleşmeler) kefeye koyup tartıyorsunuz her birini ayrı ayrı. Bir kendinizi, bir karşı tarafı… Farkında bile olmadan empati kuruyorsunuz hem bunu yaparken de kendi iç dünyanızda içinizin ferahladığı hissedebiliyorsunuz. Çoğunlukla güldürürken, gözyaşları da akıtmıyor değil hani! Rollerini o kadar sahiplenmişler ki salonda karakterlerden başka kimsecikler yok sanıyorsunuz.

Bu arada, oyunun aldığı ödüller;

2010 Afife Tiyatro Ödülleri – Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu – Bülent Emin Yarar

2010 8. Tiyatro Ödülleri – Yılın Erkek Oyuncusu – Yetkin Dikinciler

Hakikaten profesyonel oyunculuklar. İkisinin de rahat tavırları, jest ve mimikleri ses tonları bir içim su. Ayrıca, kaçık rolüyle huzurlarımıza gelen Cenap Oğuz aynı zamanda oyunun müziklerini besteledi. Çok eğlenceli ve oyunla bütünleşen müziği bir harika. 13 yıldır sahnede olan bu oyunu daha çok uzun yıllar sahnelerde göreceğimiz muhakkak.

Oyunun konusunu boş verin, neden yıllardır kapalı gişe oynandığını siz de bir gidin görün, başka da bir şey demiyorum.

Tiyatro yaşatır. Gidin yaşayın.

Eğer sizler de bu güzel oyunu görmek isterseniz 25- 26 Şubat Zeytinburnu Kültür Merkezi‘nde ve yine 29 – 30 -31 Mart tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi‘nde izleyebilirsiniz.

Dip not: Yazarın kaleminin ne kadar güçlü olduğunu görmek isterseniz bir tane de filmini izleyin derim. Duşan Kovacevic tarafından senaryosu yazılmış 1995 yapımı filmin adı Yeraltı (Underground). Absürt çok eğlenceli Emir Kusturica filmi şiddetle tavsiye edilir.

Bir Bavul Bir Şemsiye

0
alk_la
Alkışla
0
sevdim
Sevdim
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Bir Bavul Bir Şemsiye