Kitab-ül Hiyel ve Cezerî Müzesi

featured

Karanlık Çağ addolunan Orta Çağ’da esâsen günümüz bilim ve teknolojisine yön veren birçok gelişme yaşanmıştır. Krank mili, 281 trilyonda (2^48) 1 olasılıkla açılabilen şifreli kilit mekanizması, zamânı ölçen su saatleri, mekanik robotlar gibi buluşlar sözünü ettiğimiz gelişmelerden yalnızca bir kısmıdır. Çağın ihtiyaçları gereğince meydana gelen buluşlar sonraki dönem çalışmalarına da ilham kaynağı olmuştur. Bundan yaklaşık 800 yıl önce dünyâya gelen bir mûcit çok yönlü ilmî donanımıyla karanlık denilen çağı aydınlatmak için yaşamış, sanat ve tekniği bir araya getirerek kıymeti ölçülemeyecek derecedeki eserleri günümüze mîras bırakmıştır. Bu kişi, dehâsıyla Orta Çağın en büyük sîmâlarından biri olduğunu düşündüğümüz Cezerî’dir,

Tam adıyla Bedi‘uz-zemân Ebû el-‘İzz b. İsmaî‘l b. el-Rezzâz el-Cezerî, 12-13.yy’da Artuklu Beyliği döneminde yaşamıştır. 25 yıl boyunca Artuklu Sarayı’nda başmühendislik yapan Cezerî, kimi zaman mûcit kimi zaman da vâr olanı geliştiren bir bilim insanı hüviyetiyle çok önemli buluşlara imza atmıştır. Onun hem kendi döneminin ihtiyaçları doğrultusunda hem de günümüz açısından mühim derecedeki çalışmaları bilimin ilerlemesi noktasında itici güç mesâbesinde görülmelidir.

Mekanik biliminin öncüsü sayılan Cezerî, ellinin üzerinde makine üretmiş ve Artuklu hükümdarı Nasireddin Mahmud’un isteğiyle çalışmalarının önemli bir kısmını Kitab-ül Hiyel adlı kitabında toplamıştır. Bu mûtenâ ismin daha geniş çevrelerce tanınması için elini taşın altına koyanların başında gelen merhûm mühendis Durmuş Çalışkan da büyük bir özveriyle ömrünün son 15 yılını Cezerî’yi anlamaya ve anlatmaya adamıştır. Kitab-ül Hiyel’deki bilgileri daha anlaşılır kılmak için yoğun emek harcayan Çalışkan, hem Cezerî’nin makinelerini yeniden üretmiş hem de bugünün mühendislerinin anlayacağı dilde bir kitap vücûda getirmiştir.[1] Kitabın yayınlanmasının ardından ara verilmeyen çalışmalar sonucunda, Cezerî projesinin koordinatörlerinden Mehmed Ali Çalışkan’ın yayına hazırladığı Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri – Herkes İçin Cezeri adlı kitap, okurlarıyla buluşmuştur.[2] Adından da anlaşılacağı gibi bu kitap, Cezerî’yi herkesin anlayacağı bir yapıya dönüştürülerek yayınlanmıştır.

Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri – Herkes İçin Cezeri kitabında Cezerî ve makineleri hakkında ayrıntılı bilgilere erişmek mümkündür. Kitapta Cezerî’nin icâtlarına geçilmeden önce yaşamına ve Artuklu Beyliği’nin siyâsî hâdiselerine kısaca değinilmiştir. Bu bilgiler, sarayın başmühendisinin icâtlarını anlamada okuyuculara bazı ipuçları da verebilir. Yazıda Cezerî’nin yaptıkları hakkında tafsilâta girmektense çalışmalarına yüzeysel olarak değinerek ilgililerin merâkını diri tutmanın daha doğru olacağına inanıyorum. Zîrâ onun dünyâsına intisâp edenler her bir adımda yeni coğrafyalar keşfedeceklerdir. Böylelikle müntesipleri bundan olağanüstü bir haz duyacaklardır.

Birden fazla alanda uzmanlaştığı göze çarpan Cezerî’nin mekanik düzenekleri arasında robotlar, su saatleri, mumlu saatler, içecek otomatları, çeşme otomatları, kan ölçme otomatları, fıskiye otomatları, ses otomatları, şifreleme ve matematiksel düzenekler ile su yükseltme düzenekleri bulunmaktadır. Kitapta kategorize edilerek ayrı başlıklar altında sunulan makine ve düzenekler hakkında çeşitli bilgiler, çalışma prensipleri ve kullanılan materyallerin teknik çizimleri mevcuttur. Kompleks görünen bazı makinelerin her bölümü ayrı ayrı ele alınmıştır. Kitabın son bölümünde Cezerî’den sonra mekanik târihi incelenmiştir. Bu anlamda yalnızca dönem târihçilerine veya mühendislere değil, herkese hitap edebilecek biçimde tasarlanan geniş kapsamlı bir eser ortaya konulduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Cezerî’nin tanıtılması için hayâta geçirilen faâliyetlerden bir diğeri olan Cezerî Müzesi’nden de kısaca bahsetmeyi uygun buluyorum. 2019 yılı içerisinde İstanbul Uniq Expo’da yaklaşık 6 aylık süre boyunca ziyâretçileriyle buluşan sergide bulunma fırsatı yakalayanlardan biri olarak Cezerî’nin eserlerinden oldukça etkilendiğimi söyleyebilirim. Bunun en önemli nedeni, eserlerin maket olmayıp orijinal rekonstrüksiyonlarının sergilenmesi ve ziyâretçilere tüm düzenekleri deneme olanağı sunulmasıdır. Sergi 5 ana bölümden oluşmakta, 50’nin üzerinde eseri barındırmaktadır. Kitapta olduğu gibi burada da makine ve düzenekler hakkında çeşitli bilgiler yer almaktadır. Sergi gezildiğinde Cezerî’nin muhteşem dehâsı, mizah yeteneği ve dönemine göre çok ilerideki mühendislik mahâreti hakkında fikir edinmek daha da kolaylaşmaktadır.

Cezerî projesinin koordinatörlerinden Mehmed Ali Çalışkan ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide kendisine projenin hayâta geçirilmesindeki asıl gâyeyi, projenin hedef kitlesini, yakın ve uzak gelecekte ulaşmasını bekledikleri noktayı nasıl tanımlayabileceklerini sorduk. Çalışkan’dan aldığımız yanıt ise serginin çok kutsal bir amaca hizmet ettiğini gösterir nitelikteydi: “Sergimiz her yaştan ziyaretçiye ilham vermek üzere tasarlandı ancak rahmetli babamın da en çok önem verdiği husus Cezeri’yi çocukların eğitimine katkıda bulunacak şekilde konumlandırmaktı. Biz de bu hususa sergimizde önem verdik ve çocukların etkileneceği alanlar tasarladık. Cezeri’nin dünyası, mekaniğin ve bilimin temel prensiplerini eğlenceli bir şekilde öğretebileceğimiz özel bir mecra. Ama ilk amacımız ilham vermek, her şey çocukların bu karakteri benimsemelerini amaçlayarak tasarlandı. Cezeri karakterini görsel olarak da yeniden tasarladık, daha etkili bir yüz yaptık ve çocuklar âşık oldu. Makineler, figürler, resimler, filmler, her şey bir bütün olarak çocukları çok etkiledi. Su akış düzenleyicilerinden büyük çarklara varıncaya dek çocuklar pek çok aleti bizzat kendileri deneyimleyebildiler. Sergiden ayrıldıktan sonra bize Cezeri’nin makinelerini çizip gönderdiler. Buradan hareketle diyebiliriz ki kısa dönem hedefimiz olan Cezeri’nin tanınması, sergi ve diğer etkinliklerimizle önemli bir başarı yakaladı. Uzun dönem hedefimiz ise çocuklarımızın Cezeri ile sağladıkları tanışıklıktan ilham alarak bilim ve teknikte özgün yaklaşımlar sergilemeleri ve insanlığa katkıda bulunmaları. Bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini ise ilerleyen yıllar gösterecek.”[3]

Cezerî Müzesi bir süredir hizmetine ara vermiş durumda. Fakat hem Türkiye içinde hem de Türkiye dışında ziyâretçileriyle yeniden buluşması için çalışmaların sürdüğüne dâir Mehmed Ali Çalışkan’dan müjdeyi aldık. Öte yandan Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri – Herkes İçin Cezeri kitabının çeşitli yabancı dillere çevrileceği, hattâ İngilizce ve Almanca çevirisinin tamamlandığı bilgisi de bizleri sevindirdi.[4] Son dönemde Cezeri’ye olan ilgi artmış durumda. Bunda sözünü ettiğimiz kitap ve sergi çalışmalarının payı tabiî ki çok büyük. Kısa vâdede etkili olduğu anlaşılan faâliyetlerin uzun vâdeye yayılmasına ve dünyâ çapında ses getirmesine yönelik çalışmaların devam edeceğini umuyoruz. Böylece dünyâ medeniyet târihinin yeniden yazılması kaçınılmaz olacaktır.

Çalışmalarıyla dünya bilim ve teknoloji târihine adını altın harflerle yazdıran Cezerî’yi tanımamızı, eserlerinden haberdâr olmamızı sağlayan herkesin çabaları şüphesiz ki takdire şâyândır. Başta merhûm Durmuş Çalışkan ve Mehmed Ali Çalışkan olmak üzere Cezerî’nin hak ettiği değeri ve itibârı görmesi için uğraş veren herkese yürekten teşekkürler…

 

[1] Durmuş Çalışkan, Haz: Mehmed Ali Çalışkan, Papersense Yayınları, Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri I-II Cilt, 664 Sayfa, 2015

[2] Durmuş Çalışkan, Haz: Mehmed Ali Çalışkan, Babil Kitap, Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri – Herkes İçin Cezeri, 336 Sayfa, 2019

[3] Ömer Karabayır, “Mehmed Ali Çalışkan İle Cezeri Üzerine Söyleşi”, Telmih Dergisi, 13.Sayı, s.93-98

[4] Cezerî projeleri hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler Telmih Dergisinde (13.Sayı, s.93-98) Mehmed Ali Çalışkan ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi inceleyebilirler.

0
alk_la
Alkışla
0
sevdim
Sevdim
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Kitab-ül Hiyel ve Cezerî Müzesi