Sessiz Figüranlık Yakışmıyor

featured

Yunanistan’ın işgali altındaki Ege adalarımız konusu Türkiye gündeminin ilk sırasındadır.

Karasularımız içindeki adalar sorununu yaşamamıza  “bu adaların statüsü Uluslar arası toplantı ile belirlensin” düşüncesi sebep olmuş ,kabul gören bu kararın savunucuları Kurmay seviyesinde olmasına rağmen  ”Ya Yunanistan kendi karasularında gördüğü adalarımızı işgal eder,silahlandırır ve iskana açarsa ne yaparız ? sorusunu sormamış veya bu ihtimali görmezden gelmiştir.

Sonuçta karasularımızda ki Ege adalarımıza giden Yunan gemilerine hiçbir engelleme yapılmaması gibi garip durum  ortaya çıkmıştır.

Subay sadece yaptıklarından değil yapmadıklarından da sorumludur düşüncesi  biliniyorken bu yanlış ve eksik bakış açısı karasularımızdaki Ege adalarının kaybı sonucunu getirmiştir.

Yunanistan’ın işgali altındaki Ege adaları konusuna sahip çıkan Ümit Yalım olmuştur.  Ümit Yalım Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliği görevi ardından  AKP hükümetinin 2004 yılından beri sergilediği  yüz kızartıcı politikaları ile Türk karasularındaki adalarımızın işgal edilmesine,12  Ada’nın Türkiye’ye ait olduğuna,Girit adası üzerinde hakkımız bulunduğuna dikkat çeken,  Yunanistan’ın İzmir Konsolosluğuna siyah çelenk koyan Türk aydınıdır.

Türk tarihine duyduğu sevgi,Türk devletine beslediği sadakat ve sahip olduğu yabancı dil avantajıyla Dışişleri Bakanlığı ve mensuplarının bilmediği konularda bile gerçekleri açıklamaktadır.

Girit’i kaybettiğimiz anlaşmanın lehimize olan maddesini bulunduğunu buna dayanarak Türkiye’nin hak iddia edebileceğini ileri sürmekte,Kıta sahanlığı konusunda Deniz Kuvvetleri mensuplarının yanlışlarını ortaya koymaktadır.

Cumhurbaşkanlığının , Dışişleri Bakanlığının sessiz figüran rolü düşündürücü olup  , Sahil Güvenlik Komutanlığının Yeniçağ Gazetesi köşe yazarı Orhan Uğuroğlu’na gönderdiği cevap yazısı  açıklayıcı ve tatmin edici olmaktan uzaktır.

Sahip olduğu teknik araçlarla Yunan gemilerinin nereye ne  zaman geleceğini bilmesine ve Ümit Yalım’ın  bilgilendirilmesine rağmen Yunanlılara engelleme yapmaması  Sahil Güvenlik Komutanlığının kötü duruma düşmesine ve Türk milletinin büyük üzüntüsüne ve Türk karasuları Dimitri’nin çiftliği mi? Sorusuna neden  olmuştur.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy ve Tuğamiral Ahmet Kendir ‘in yüklendikleri sessiz figüran rolleri ile acizlikleri devlet suçu boyutuyla kamu vicdanını yaralamıştır..

Yunanistan’ın işgal ettiği Türk adaları ve kayalıkları ile bu adaların karasularında korsanlık,egemenlik ve bayrak gösterisi yaparken Türk Sahil Güvenlik Komutanlığının neden müdahale etmediğinin cevabını bekliyoruz. Belindeki silahı kullanmaktan aciz kalan bu kötü durumu Selanik’i silah atmadan teslim eden Tahsin Paşa benzeri görüyoruz.

Cumhurbaşkanımızın Milli şeref ve haysiyetimize gölge düşüren bu duruma  sessiz kalmasından  kahroluyoruz.

Yapılan Mavi Vatan vurgusundan memnuniyet duyuyor, Cihat Yaycı marifetiyle Türk kıta Sahanlığı sınırının geriye çekildiği iddiasına resmi açıklama bekliyoruz.

“Sahibi belli olmayan adacık ve kayalık” ifadesinin sıklıkla kullanılmasını şuursuzluk örneği  görüyor ve kullanılmamasını öneriyoruz.

Türkiye’nin karasuları mesafesini biliyor önceliğimizin karasularımız içindeki adalara kayacıklara sahip çıkmak olduğuna inanıyoruz.

Milli Savunma Bakanının hala sorunu Uluslar arası Hukuk ve karşılıklı iyi niyetle çözüm bulunacağı açıklamalarını, oyalama gerçekleri görmezden gelme yorumları  olarak kınıyoruz.

18 adamızın Yunanlılar tarafından işgali ardından Yunan askeri üssü durumuna getirilmesine dikkat çeken ve belgeleyen Ümit Yalım’ın Türk toplumunun gözü ,kulağı,sesi  örnek bir Türk aydını olma konumuyla gurur duyuyoruz.Ancak Türk devlet sisteminin iflas etmesi durumunda ortaya çıkabilecek böyle bir aymazlığı kabul etmiyoruz.

Cumhurbaşkanımızın maalesef politika belirleme görevi verdiği Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulunun kararları ile Cumhurbaşkanımızın “Allah affetsin” yakınması örneğine sebep olacağını belirtiyor, Türk toplumu yerine Türkiye Toplumu ifadesini kullanma tavsiyesinin fevkalade yanlış olduğunu belirtiyoruz.

Muvazzaf ve emekli çok sayıda subayımızın sessiz kaldığı işgal edilen adalarımız konusunda bir emekli albayımızın ve Milli yüzücümüz Alper Sunaçoğlu’nun konuyu gündemde tutma girişimlerini çok  önemli  buluyor takdirle karşılıyoruz .

Durumdan vazife çıkartmanın günümüz örneği Ümit Yalım’a ve ona destek olan  Orhan Uğuroğlu ve arkadaşlarına Alper Sunaçoğlu’na  sevgi ve saygılarımızı yolluyoruz.

Ümit Yalım, Alper Sunaçoğlu yalnız değildir.

 

TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR ve İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Başkanı

Celal ÖCAL

0
alk_la
Alkışla
0
sevdim
Sevdim
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Sessiz Figüranlık Yakışmıyor