Seçimler üzerinden aylar geçse de, siyasilerin aldığı veya almadığı kararlar bizi siyaset konuşmaya mecbur bırakıyor. Türk Milliyetçiliğinin temsilcisi olduğunu iddia eden İyi Parti‘de son günlerde sular durulmuyor.
Parti içerisindeki Hasan Seymen, Çerkes açılımı konuşurken; Salim Ensarioğlu Kürt açılımıyla ilgili konuşuyor. Bu konuşmalar yeni olmasa da. Tehlikelidir, Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit eden bölücü konuşmalardır. Seymen ve Ensarioğlu’nun konuşmalarının sosyal medyada gündeme gelmesiyle birlikte tepkiler çığ gibi büyüdü. Parti yönetiminden Ümit Özdağ dışında bir kimseden çıt sesi çıkmadı.
24 Haziran seçimlerine Merkez partisi olarak giren İyi Parti, merkezden beklediğini göremeyince, Türk Milliyetçisi hüviyetine geri döndü. Veya öyle göründü. Parti içerisinde olmadığım için bu konuya girmiyorum. Bozkurt işaretiyle Belediye Başkan adaylarını tanıttı. Bozkurt işaretini, Türk Milletinin simgesi olarak tanımladıklarını belirtti. vs. vs….
Ancak bugün, gelen binlerce tepkiye rağmen bölücü fikirlere sahip kişiler İyi Parti’de durabiliyor. Meral Hanım‘dan, parti üst yönetiminden bu konuyla ilgili tek bir söz yok. Türk Milliyetçisi olan bir partide bölücü fikirler yaşayabilir mi? Kesinlikle hayır! Parti başkanı ve parti yönetimi bu kişileri himayeleri altında tuttuğu sürece, bence artık onları ihraç etse bile Türk Milliyetçisi hüviyetinden uzaktır.
Türk Milliyetçileri, MHP ve İYİ Parti bloklarına hapsolmayacaktır. Alternatifsiz değildir. İki parti dışında aday çıkaramayacak kadar da aciz değildir. O nedenle, kimse Türk Milliyetçilerini çantada keklik görmesin! Benden söylemesi…
