Kıymetli dostlar,
Bu köşeyi kullanmayalı epey oldu. Aslında böyle bir yazı yazma niyetimde yoktu. Ancak birkaç haftadır sığınmacı karşıtlığıyla ilgili olaylar gündemimizde. Biraz olayları anlamayı, olabilecekleri izleme adına olaylara ilişkin bir yorumda bulunmadım. Bugün gözaltına alınanların tamamının ifadesi alındı, bazıları tutuklu yargılanmak üzere cezaevine gönderildi.
Birkaç yıldır sosyal ağlarda yaşanan olaylara ilişkin itidalli olma çağrısı yapıyorum. Daha doğrusu arkadaşlarımızı uyanık olmaya davet ediyorum. Bu davetime bugün de devam ediyorum. Neden? Çok bilgili, çok öngörülü biri miyim? Belki… Bu çağrımın asıl nedenin geçmişten ders çıkartmak.
Fetullahçıların Ergenekon-Balyoz sürecinde Türkçüleri de hedefe oturttuğu Türk İntikam Birliği Teşkilatı davası vardı. Bu dava öncesinde o dönem popüler olarak forum sayfalarında şimdi ki sosyal ağlarda olduğu gibi müstear isimlerle ateşli söylemlerde bulunan, büyük sözler konuşan kişiler vardı. Bu söylemleriyle genç arkadaşları oldukça etkiliyor, eyleme çağırıyorlardı. Olaylar son aşamasına geldiğinde sosyal ağlarda bu büyük sözleri söyleyenlerin peşinde gezenlerin hatrı sayılır bir kısmı tutuklanırken, büyük sözleri söyleyenlerle arasındaki yazışmalar mahkemede delil olarak ortaya çıkmıştı. Nası olur demeyin, bu sözleri söylenler Fetullahçılar tarafından kullanılan hesaplardı ve bizleri yıpratmak için bu işleri planlamışlardı.
O dönem bir forumda dolaşan bir arkadaşın, yine aynı forumda kendini emekli albay olarak tanıtan biriyle muhabbeti ilerlemiş. Msn messenger üzerinden sözde gerçek adını söyleyerek bu sohbetleri devam etti. Sohbet konularını gündem ve siyasi gelişmeler oluşturuyordu. Bir gün bu albay, görevi sırasında bir takım silahları bir yere gömdüğünü, bu silahların PKK militanları ve yandaşlarıyla yaşanacak bir olayda kullanılabileceğini söyleyerek kroki paylaştı. Bizim iyi niyetli arkadaşımız da bu kişiyi gerçek bir Türkçü sanıp şehir değiştirip, gömülü silahları almaya gitti. Ancak otogarda otobüsten iner inmez tutuklandı. Akabinde bu arkadaşın gezdiği forumlar, yöneticileri, o dönemdeki derneklerin başkanları, üyeleri bir çok isim tutuklandı. Tutuklu yargılandı.
2012-15 yıllarında dernek kuruluşu öncesi kafelerde yaptığımız buluşmalarda. Daha önce görmediğimiz, adını duymadığımız kişiler sohbetimize dahil oluyordu. Bu gelen kişiler bizden ateşli eylemlere yönelik sorular soruyor, neden şu parti stantına saldırmıyoruz, neden şu binasına saldırmıyoruz gibi sözlerle, bizden bu tarz söylemler ve eylemler bekliyorlardı. Teklifleri bizim tarafımızdan karşılanmayınca uzaklaştılar.
Yine aynı tarihlerde dergi çıkardığımız dönemde anadolu şehirlerinden birileri arıyor, dergimizden onlarca satın alıyordu. O dönem gerçekleşen 17-21 aralık olaylarına değinmemizi, gündemde tutmamızı; güncel siyasi olaylara değinmemizi istiyorlardı. Biz tabii bunları gerçekleştirmeyince daha aranmaz, dergisi satılmaz olduk.
Yukarı da birkaç örneğini verdiğim olay dizisi sonrasında ne ben, ne de yakın çevremizden bir arkadaşımız ne tutuklandı, ne de gözaltına alındı. Ben uyanık davrandım. Bana güvenen kardeşlerimizi de elimden geldiğinde bu tehlikelerden uzak tuttum. İçim rahat…
Bugünlerde de özellikle kaçaklarla ilgili benzer algı oyunlarıyla, iyi niyetli arkadaşlarımızın kullanılmaya çalıştığını düşünüyorum. Bu nedenle de arkadaşlarımızı özellikle sosyal ağlarda müstear isim kullanlara karşı mesafeli durmaya davet ediyorum. Tepki vermeyecek miyiz? Elbette vereceğiz. Ancak yasalar çerçevesinde.
Birilerinin gazıyla, ateşiyle hiçbir arkadaşımızın koluna kelepçe takılmasını, parmaklık ardına atılmasını istemiyorum. Tekrar ediyorum. Uyanık olmakta fayda var…
