Peruk, saçın tamamını veya bir kısmını örten yapay bir saç örtüsüdür. Peruk takmanın tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Antik Mısır, Yunan ve Roma uygarlıklarında, hem kadınlar hem de erkekler peruk takmışlardır. Peruk takmanın sebepleri arasında, dini inançlar, hijyen, moda ve sosyal statü sayılabilir.
Peruk takma geleneği, Avrupa’da 17. yüzyılda yaygınlaşmıştır. Bu yüzyılda, Fransa kralı XIV. Louis, saçlarını döken frengi hastalığına yakalanmıştır. Bu yüzden, saçsızlığını gizlemek için peruk takmaya başlamıştır. Kralın peruk takması, moda akımı haline gelmiş ve saray çevresi ve asiller tarafından da benimsenmiştir.
İngiltere kralı II. Charles da Fransa’dan etkilenerek peruk takmaya başlamıştır. Bu dönemde, yargıçların ve avukatların kıyafetleri de saray kıyafetlerine benzer olarak belirlenmiştir. Bu nedenle, yargıçlar ve avukatlar da peruk takmak zorunda kalmışlardır. Ayrıca, peruk takmak, yargıç ve avukatların mahkeme salonunda kendilerini halktan ayırmak ve üstünlüklerini sağlamak için de bir araç olmuştur.
Peruk modası 18. yüzyıla kadar devam etmiştir. Daha sonra, daha kısa ve kıvırcık olan peruklar daha gündelik hayatın bir parçası olurken, uzun saçlı peruklar ise hakim ve avukatları temsil eden törensel bir tarihi parça haline gelmiştir. Günümüzde, İngiltere’nin bazı mahkemelerinde hala peruk takma geleneği devam etmektedir. Ancak, bu gelenek zamanla değişime uğramış ve modernleşmeye açık olmuştur.
