Önceki yazımızda modern insanın psişesine olumlu etkiler yaratarak onu dönüştürecek ve deyim yerindeyse onu hayatta tutacak bazı başlangıç önerileri vermiştim. Şimdi okurun başlangıç bölümünden bu yana bunları uyguladığını varsayarak alışkanlık haline getirdiğini varsayıyor ve yeni önerilere başlıyoruz.
Ayna karşısına geçiş: Kendini Tanı
“Seni plütonyumun tanrısı bile kurtaramayacak!
Doğrusu… Seni kimse kurtaramayacak!”
– Karanlıklar Prensi (1987)
Ayna günlük yaşamda bolca kullandığımız ve adeta sihirli bir yapısı olan şeylerden birisidir. Karşısına geçer oradaki görüntüye güvenerek süsleniriz, kişisel bakımımızı yaparız ve bazen karşısında fotoğraf çekiliriz. Fakat bazen ürkütücü hatta travmatik anılara da sahiplik ederiz. Örneğin karşısında uzun süre durunca kimimiz ürkeriz çünkü genelde karşımızdakini başka birisiymiş gibi algılarız. Bu korku aslında insanın kendine giderek ne kadar yabancılaştığının, potansiyellerini ve doğasını unuttuğunu, asimile olduğunu gösterir. Korkumuz da tam olarak tanıyamadığımız kişiden yani kendimize olan yabancılığımızdan doğar. Belki de o kadar saf, korkulmayacak birisi değilizdir?
Çoğu insan kendine başarı için güvenmeyerek farklı yollar düşler veya sihirli değnek arar. Gerçek şu ki bize bizden başkası yardımcı olamaz. Korkularımızdan kaçmayı bırakıp kendimizle yüzleşmemiz, kendimizi tanımamız için bir fırsattır aynaya bakmak. Şimdi ki pratik tam olarak da bu! Yalnızca aynı karşısına oturup kendimize bakınmak! Peki ne yapacağız başka?
- Aynanın karşısına geçin ve kendi görüntünüze bakmaya başlayın, rahatlayın.
- Karşınızdaki kişi iyi birisi mi? Karşınızdaki insana aşık olur muydunuz? İş verir miydiniz? Güvenir miydiniz? Ona tavsiyeniz nedir? Aklınıza gelen tüm soruları sorun ve hem fiziksel görüntüsünden önyargınızı hem de hayatında yaptığı olayları hatırlayarak onu yakından tanıyan birisi olarak yargılarınızı sunun. Fakat bunu yaparken suçlayıcı değil yardımcı olmaya çalışın.
- Şimdi siz o yansımadaki kişisiniz. Kendi doğanızın farkında mısınız? Takip ettiğiniz ve kabul ettiğiniz yasalar sizin doğanızın yasaları mı yoksa bir başkasının mı? Arkadaşlarınız sizin doğanıza uygun insanlar mı yoksa başkasının doğasına uygun insanlar mı? Başkası gibi mi olmaya çalışıyorsunuz yoksa kendi doğanızı mükemmelleştirmeye mi çalışıyorsunuz? Aynı şekilde sorgulayın fakat buradaki altın nokta esinlenmek, ilham almak gibi şeyleri salt taklitle karıştırmamaktır.
Ayna karşısına geçmek zor bir iştir. Çünkü vampirler gibi aynada görünmezliğiniz olmadığından kendinizle karşılaşırsınız ve kendinizle yüzleşmek aslında pek çok şeyin altın anahtarıdır. Hayallerinizin doğruluğu ve onu gerçekleştirme planlarınız gibi pek çok şeyin anahtarı buradadır. Eğer kendi doğanızı keşfederseniz, potansiyelinizi de keşfedersiniz. Bilgiyi kullanarak nükleer bomba yapılan bir dünyada bir insan neler yapamaz mı? Yeter ki bilmey açık olmalı ve keyif almalı!
Bu kadar çaba yeterli… Dinlenelim!
Yaşamımızın çoğu anında bir zorluk, koşuşturma, uğraş içindeyizdir. Sadece tembelce oturduğumuz zaman bile içsel çatışmalarla olan meşguliyet bizi yorar. Bu kadar yorgunluk içindeyken kendinize fırsat ayırın ve en az 10 dakika sadece uzanın. Pek çok gevşeme alıştırması olmasına rağmen benim tekniğim basittir: rahatça uzanın ve vücudunuzun rahat etmeyen kısımlarının ısındığını hayal ederek ısıyı fark edin. Bu ısı ortaya çıkınca o uzuv rahatlamaya başlayacaktır. O sıcaklığa sığının ve onun içinde dinlenin.
İçindekiler
