Abdullah Gül: Siyasal İslam Çöktü

featured

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Karar gazetesiyle röportaj yaptı. Abdullah Gül, Karar gazetesi yazarları Ahmet Taşgetiren, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’a konuştu. Yıllar sonra ilk röportajını veren Gül, gündemdeki konularla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı…

İşte Gül röportajından öne çıkan noktalar

Suriye İle Topyekün Bir Savaşa Girilmemeli
Abdullah Gül: İdlib’de olup bitenlerle ilgili fazla bir şey söylemem pek mümkün değil. Çünkü sahadaki gerçeklere, bilgilere tam vakıf değilim. Tabiatıyla askeri durumları, istihbarat verilerini şu anda işin başında olanlar, pozisyonları gereği değerlendirip, kararlarını verecekler. Onlara şu an için ‘bunu değil şunu yapın’ şeklinde tavsiyede bulunmak doğrusu sorumsuz bir davranış olur benim açımdan. Söyleyeceğim şey, çok kışkırtılıyor olsak da Suriye ile topyekün bir savaşa girmemek yönünde olur.

Ama meseleye genel Suriye politikası olarak baktığımızda esasen daha işin başında bütün dünyanın Suriye’ye yaklaşımının çok yanlış olduğunu söyleyebilirim.

Arap Baharı geldiğinde Suriye’de de temel hak ve özgürlüklere dair daha fazla istekte bulunan insanlar sokaklara döküldüler. Onların taleplerinin karşılanması gerekirdi. Ama düşününki Suriye devleti otoriter bir devlet. Bu tür devletlerde sivil toplum hareketlerine karşı alınacak tedbirler ancak askeri tedbirlerden ibaret olur. Bunun ötesinde bir şey beklemek zaten gerçekçi değildi. O dönemde aslında Suriye hükümetine Türkiye olarak epeyce yardımcı olmaya çalıştık, bir geçiş dönemi için. Ne yazık ki Suriye ile ilişkiler çok erken bir safhada koptu. Ancak o zamanlar bölge dışından, özellikle Batı’dan, ABD’den gelen çok ağır baskılar, çok radikal yaklaşımlar öyle bir noktaya geldi ki bu politikaların arkasına sanki güç de konacak intibaı verildi. Sonra bu yaklaşımların arkasına güç konmayacağı ortaya çıkınca da tabii ki bir ateş hattı açılmış oldu, bütün dünya olarak.

Şimdi buradaki esas noksanlık şu; hiçbir çıkış stratejisi olmadan bir cephe açılmış oldu.

Büyük Saflık Olur
Ahmet Taşgetiren: ABD’nin bu örgütün, darbenin arkasında olduğu yönünde bir kanaat var.

Abdullah Gül: Bu işin başındaki ve önde gelenleri uzun süredir ABD’de. Böyle bir şeyin ABD’nin en azından güvenlik ve istihbarat kurumlarının bilgisi dışında olduğunu düşünmek çok büyük saflık olur. Bu mümkün değil.

Muhafazakarlar Ulusalcılaşıyor
Yıldıray Oğur: Özellikle sosyal medyada muhafazakâr kesimde sizinle ilgili İngiltere’de Exeter Üniversitesi’nde bulunmanız, Kraliçe’nin davetindeki fraklı fotoğrafınız yüzünden “İşte Kraliçe’nin adamı” deniyor. Herhalde görmüşsünüzdür. Ne düşünüyorsunuz kendi camianızdan böyle yorumlar alınca?

Abdullah Gül: (Gülüyor) Güler misin ağlar mısın derler ya. Ben yüksek lisansımı da doktoramı da Türkiye’de İstanbul Üniversitesi’nde yaptım. Ben dil eğitimi için İngiltere’ye gittim. Bir sene Londra’da bir sene de Exeter Üniversitesi’nde doktora araştırmaları yaptım, kütüphanesinde çalıştım. Oradan bir diplomam yok. Araştırılırsa bu görülür. Daha sonra Dışişleri Bakanı’yken beni Exeter’e davet edip fahri doktora unvanı verdiler. Talebeliğimde ilk yurtdışı çıkışım İngiltere oldu. Orada ilk arkadaşlarımı Müslüman Talebeler Birliği’nde edindim, onlarla birlikte kaldım. Cumhurbaşkanı olduğumda Kraliçe Elizabeth Türkiye’ye resmi bir ziyaret için geldi. Sonra da onlar karşılık olarak davet ettiler. Londra Türk bayraklarıyla donatıldı, görkemli merasimler oldu. Bütün bunlar tabii ki Türkiye’nin itibarının göstergesiydi. Türk-İngiliz ilişkileri her alanda en iyi dönemine şahit oldu.

Siyasal İslam Tüm Dünyada Çöktü
Yıldıray Oğur: AK Parti tecrübesi dindar insanların, İslami hareketlerin demokrasiyle bir araya gelebileceği tecrübesi İslam dünyasındaki ülkelere ve İslami hareketlere de model olmuştu.

Abdullah Gül: Bu söylediğiniz çok doğru. Benim de en önem verdiğim konulardan biridir. Dindar insanların ve siyasi hareketlerin özgürlükçü olabilmesi olağanüstü önemi haiz bir konu. İslami kimlikli siyasi hareketler demokrat ve özgürlükçü olduklarında, temel insan haklarını evrensel anlamda benimsedikleri ve uyguladıkları takdirde, iktidar geldiklerinde de iyi yönetişimi gerçekleştirmiş olurlar. Bunun örneğini ilk dönemimizde verdik ve dindar insanların devlet yönetimini nasıl rasyonel esaslara göre yönetebildiklerini sergiledik. Bu başarı tüm İslam dünyasına ve hatta İslami hareketlere bir dönem ilham kaynağı oldu. Şimdi Siyasi İslam’ın çöküşü diye çok tartışmalar var.

Yıldıray Oğur: Siyasi İslam’ın çöktüğünü mü düşünüyorsunuz?

Abdullah Gül: Öyle, tüm dünyada. Biz bunu görüp, paradigmadan kopuşu gerçekleştirmiştik, ama sürdürülemedi.

0
alk_la
Alkışla
0
sevdim
Sevdim
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Abdullah Gül: Siyasal İslam Çöktü