Uygur Hareketi, dün 5 Nisan 1990’da Doğu Türkistan’ın Barin bölgesinde meydana gelen ve Uygur toplumunun hafızasında derin izler bırakan trajik olayları saygıyla andı. Bu tarihi gün, Çin hükümetinin Uygur protestocularına uyguladığı şiddetli baskının, katliama dönüşen bir felakete yol açtığı gün olarak hatırlanıyor. Bu yıl, katliamın 34. yıldönümünde, Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) zorba yönetimine ve terör eylemlerine karşı çıkan ve temel özgürlüklerini savunmak uğruna en büyük bedeli ödeyen cesur insanların anısına saygı duruşunda bulunuldu.1990 yılında bu gün, Çin’in tek çocuk politikasına karşı yapılan barışçıl bir protesto, zorla kürtaj uygulamalarına son verilmesi talebiyle gerçekleşmişti. Ancak bu protesto, Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA) tarafından gerekçelendirilemez bir şiddetle karşılık buldu. Bu müdahale, birçok Uygur protestocusunun ölümü ve yaralanmasıyla sonuçlandı ve pek çok kişi haksız yere gözaltına alındı, ardından yolsuz ve ayrımcı mahkemelerce uzun hapis cezalarına çarptırıldı.
Uygur Hareketi’nin lideri Ruşen Abbas, Barin’de yaşamını yitirenlerin anısına bitmeyen saygılarını sunduklarını belirterek, “Onların tek suçu, adaletsizliğe karşı kendilerini savunmak ve Uygur kadınlarının haklarını korumaktı. Onların ruhu, ÇKP’nin suçlarını ifşa etmek ve Uygurların hakları için mücadele etmek adına kolektif insani çabamızda yaşamaya devam ediyor. Barin Katliamı, zulme karşı harekete geçmeme sonuçlarının acı bir hatırlatıcısıdır” ifadelerini kullandı.
Barin Katliamı, ÇKP’nin meşru taleplere acımasızca saldıran taktiklerinin somut bir örneği olarak kaydedildi. Bu baskı ve sonrasındaki yaşam ve özgürlük kaybı, insan haklarını savunmak adına yapılan fedakarlıkları sembolize ediyor. Özellikle Uygur kadınlarının, ÇKP’nin Uygur doğum oranlarını kontrol etme ve soykırım girişimlerindeki hedefi olmaları dikkat çekici. Uygur kadınlarına karşı onlarca yıl öncesinden beri devam eden soykırımcı uygulamalar, ÇKP’nin terör rejimi tarafından daha da yoğunlaştırıldı.
Uygur Hareketi, dünya toplumunu ÇKP’yi kınamaya ve bu tür katliamların tekrarlanmasını önlemek için adalete çağırıyor. Barin protestosunun temelindeki zorla kürtaj uygulamaları ciddi insan hakları ihlalleri arasında yer alıyor. Bu bağlamda, Uygur Hareketi kadın hakları örgütlerine ÇKP’nin baskıcı ve soykırımcı politikalarına son vermeleri için baskı yapma çağrısında bulunuyor. Bu çağrı, Uluslararası Kadınlar Günü anmalarıyla uyumlu bir şekilde, Uygur halkına yardım etme konusundaki kolektif sorumluluğumuzu hatırlatıyor.
