Kırım Tatarı Celal İçten’den Mesaj: “Samimiyete Davet Ediyorum”

featured

Kırım Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Celal İçten, Ukrayna yönetiminin Kırım Tatarları ile ilişkisini irdeleyen bir makale yazdı. Ukrayna yönetiminin Kırım konusunda samimi davranması gerektiğini ifade ederek, bu makaleyi kaleme aldığını belirten İçten, eleştirel yaklaşımlara da yer verdi.

UKRAYNA DEVLETİ VE KIRIM TATAR TÜRKLERİ

Celal İçten’in Ukrayna devleti ile Kırım Tatarlarının ilişkilerini yorumladığı makalesinin tam metni şöyle:

“Bilindiği gibi, Sovyetler Birliği dağıldığı zaman, Kırım Ukrayna devleti içinde kaldı. Türkistan coğrafyasında sürgünde yaşayan Kırım Tatar Türkleri, vatanları Kırım’a Mustafa Cemiloğlu liderliğinde 1989 yılında dönmeye başladılar. Kırım’ın her bölgesinde çadır şehirler kuruldu. Muhteşem bir organizasyon, dünyada örneği olmayan bir milli hareketti.

Tek bir insanın canı yanmadı, tek bir silah patlamadı. İşte iftihar edilecek bir milli hareket! Bütün dünya şaşkınlık içinde idi, en çok da Türkiye’de yaşayan bizler. Ben bile şüpheli olarak hareket ettim. Bu duyguyu anlamak, olanları yerinde görmek için fırsat çıktı. Eylül 1989’da Kırım’da Rusya-Türkiye milli maçı vardı. Gürcistan üzerinden Kırım’a gittik. 3 metrelik bir Ay yıldızlı bayrağı Akmescit’te (Simferopol) da Lenin heykeli önünde açtık. Ay yıldız etrafı Kırım Tatarları ile dolduğunu gördük. Herkes bizi kucaklıyordu, bir de Tatar olduğumuzu söyleyince sevgi daha da arttı.

Evet, Kırım’a sürgünden dönülüyordu. Yok oldu denen millet canlanmış resmen küllerinden yeniden var olmuştu. Kurulan çadır şehirlerde çoğunlukla gençler çalıştı. Önce kendileri yerleşti, sonra çocuklarını ve büyüklerini sürgünden vatana getirdiler. İstanbul, Kırım’ın kapısı oldu, yol açıldı. Akrabalarını arayanlar, gelenler, gidenler… Zaman hızlı çok hızlı geçti. Sovyet mantalitesindeki Ukrayna devleti, o zamanda zorluklara çok yardımcı olmamıştı.

Şubat 2014’te Kırım, Rus işgaline uğradı. Ukrayna askerleri, istihbarat kurumları tek bir kurşun atmadan teslim oldular. Rusya saflarına geçtiler… İşgal hala devam ediyor. İşgalle birlikte Cemiloğlu’nun Kırım’a girişi yasaklandı ve Ukrayna’ya doğru, Kırım’da yaşaması zor olan kişilerin göçleri başladı. Donbas bölgesi de Kırım’la birlikte işgale uğradı.

Biraz hafızamızı tazeleyecek olursak, 13 Eylül 2007 tarihinde Birleşmiş Milletler’de ‘Yerli ve Kökenli Halk Deklarasyonu’ 143 evet, 4 hayır, 11 çekimser oyla kabul edilmişti. Maalesef, çekimser oy kullanarak deklarasyona imza atmayan ülkelerin arasında Rusya ile birlikte Ukrayna’da bulunmaktaydı. Bu sonuçtan, Ukrayna topraklarını haksız ve hukuksuz bir şekilde işgal eden Rusya’nın ve Ukrayna devletinin o zaman da Kırım Türkleri üzerindeki politika ve düşüncelerini anlamak için uluslararası ilişkiler uzmanı olmaya gerek yok herhalde.

Rusya’nın Kırım’ı işgal etmesinden sonra, bazı kişiler, bu deklarasyon kabul edilseydi belki de Kırım’ın işgali bu kadar kolay olmaz dediler. Ukrayna devleti yöneticileri, Kırım işgalini dünyaya anlatabilmek için Kırım Tatarlarını gündeme getirdiler ve bal sürmeye başladılar.

Ukrayna eski Cumhurbaşkanı Poroşenko, Mustafa Cemiloğlu’nu ve Refat Çubar’ı milletvekili yaparak samimi görüntüsü vermeye çalıştı. Fakat yeni anayasa çalışmalarında Kırım Tatar Milli Meclisi Reisimiz Refat Çubar’ın, yerli halk ve diğer haklar konusundaki teklifine sıcak bakmadı ve isteksiz bir şekilde, işgalden sonra bakarız gibi söylemlerle oyalama taktiği uyguladı. Fakat Refat Çubar’ın bu ve buna benzer Kırım Tatarların menfaati için gerekli olan konularda ısrarı sonucu, Poroşenko ve Refat Bey’in arası açıldı. Poroşenko, 2019 Ukrayna milletvekili seçimlerini fırsat bilerek ne yaptı? Refat Çubar’ı seçilmesi zor olan listenin arka sıralarına koydu. Bir de üstelik hiç hoş olmayan bir hareketle K.T.M.M. Başkan Yardımcısını milletvekili listesinde seçilecek sıraya Milli Meclis Başkanı Refat Çubar’ı seçilmeyecek sıraya koydu. Yardımcısını hak etmediği halde milletvekili yaptı. Milletvekili seçimlerinde liderimiz Mustafa Cemiloğlu, Refat Çubar için Poroşenko’ya itiraz etmesine rağmen netice alınmadı.

Poroşenko bu işi hayata geçirmekle Kırım Tatar Milli hareketini böldü, zannetti ki, Refat Çubar devlet tecrübesi ile kenarda kalacak, seçilen Milletvekili ile bu işleri daha kolay yaparım diye düşündü. Poroşenko gibi tilki siyasetçi seçilen milletvekilinin karakterini, nasıl birisi olduğunu bilmemesi mümkün mü? Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Poroşenko seçimle birlikte iktidarı kaybetti. Yeni Cumhurbaşkanı Zelenskiy de, onu destekleyenler de sorunları çok iyi biliyorlardı. Zelenskiy de, sorunları geri bırakmak, dikkatleri başka yöne çekmek için Poroşenko gibi, bal sürmeye devam ediyor.

Zelenskiy ne yapıyor?

1- Tamila Taşeva’yı Ukrayna Cumhurbaşkanı Kırım Daimi Temsilcisi Yardımcısı yapması (Poroşenko zamanında buna benzer bir görevde Arslan Ömer Kırımlı vardı. Ama ABD’ye göçtü.)

2- Emine Cebbar’ın Dış İşleri Bakanı 1. yardımcısı görevine atanması. Şöyle bir açıklama yapılıyor… ‘Kırım işgalinin yurt dışında daha iyi anlatımı’ içinmiş.

Bu ağza bir parmak bal sürülmesine devam edilmesinin nedeni, Ukrayna’nın yerli ve kökenli halkı olan, Kırım’ın gerçek sahipleri Kırım Türklerinin yıllardır istediği, Kırım Tatar Milli Özerklik Kanununu kabul etmemek için oynanan oyunlardır.

Benim bu düşüncelerimi destekleyen Haziran’ın ilk haftasında KTMM üyesi Asan Aliyev’in, Kırım’ın yerli halkı Kırım Tatarlarıdır ve kendi devletçiliğini hak ediyor diye bir beyanı var. Milli Meclis Reisimizin buna benzer beyanları var. Cafer Seydahmet Kırımer’in Ukraynalılar hakkındaki düşüncelerini burada dile getirmek istemedim. Merak eden araştırıp okusun. Ukrayna devletini samimiyete davet ediyorum.

Biz Kırım’ın gerçek sahipleri, yerli ve kökenli halkıyız! Tanrı Milletimizi Korusun!”

0
alk_la
Alkışla
0
sevdim
Sevdim
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Kırım Tatarı Celal İçten’den Mesaj: “Samimiyete Davet Ediyorum”