Ümit Özdağ’dan CHP-HDP uyarısı: taban rahatsız!

featured

İYİ Parti kurucusu ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ gündemle ilgili Odatv’den Mert Taşçılar’a çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Suriye’nin kuzeyinde PKK-YPG ile gerçek anlamda mücadele edilmediğini söyleyen Özdağ, aksine “Güvenlikli bölgenin amacı, ABD’nin Suriye’deki varlığının PKK devleti kurulana kadar sürmesine kurumsal çerçeve oluşturmasıdır. Güvenlikli bölge PKK’nın Suriye’de devlet oluşturma sürecini Türkiye ile görüşerek ve onaylatarak gerçekleştirmesidir” ifadelerini kullandı.

Ümit Özdağ, son YAŞ toplantısında generallerin emekliliklerini isteyerek TSK’dan ayrılma kararlarına ilişkin de “Erdoğan önce FETÖ’ye orduyu teslim etmeyi denedi. Onlar darbe yaptı. Şimdi orduyu AKP’lileştirmeye çalışıyor. Bunu yaparken ordunun bütün geleneklerini elinden alıyor, tahrip ediyor” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güvenli bölgede Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılara bahçeli ev yapılmasıyla ilgili sözlerini de değerlendiren Özdağ, “Herhalde şaka yapıyor diye düşünüyorum” dedi.

– Bizim gözümüz İdlib’de ama siz Afrin’e dikkat çekiyorsunuz…

Ümit Özdağ: Çok detaya girmeyeceğim. Ancak ÖSO Afrin’de Türkiye’ye çok çok çok zarar veriyor. Afrin’deki ÖSO unsurları derhal çok ciddi bir denetim altına alınmalı, gerekirse ağır şekilde cezalandırılmalı. Bölgede çalışan güvenlik güçleriyle yaptığım görüşmelerde aldığım bilgileri Hatay’da yaptığım yerel milli gözlemciler de teyit etti. ÖSO, Afrin’de Türkiye’nin müttefiki değil, Türkiye’yi zayıflatıyorlar.

–  Özgür Suriye Ordusu neden Türkiye’yi zayıflatsın, sonuçta Türkiye ile birlikte hareket etmiyorlar mı?

Ümit Özdağ: ÖSO militanları Afrin halkına çok kötü davranıyorlar. Bu kabul edilebilir değil. Türkiye bu bölge için şehit verdi. Büyük paralar harcıyor. Afrin ÖSO’cuların keyfi davranışlarına terk edilemez. ÖSO’nun yaptığı her yanlış Türkiye’ye mal ediliyor.

Bu noktada iç politikaya tekrar dönmek istiyorum? CHP ve HDP’nin yakınlaştığı iddialarına ne diyorsunuz? İYİ Parti son iki seçime CHP ile ittifak halinde girdi. Bize ne CHP-HDP yakınlaşmasında diyebilir misiniz?Ümit Özdağ: CHP, 3 kayyumun atanmasından sonra tam da Erdoğan’ın beklediği refleksi verdi ve HDP ile yakınlaştı. CHP çok yanlış bir sürecin içine Erdoğan tarafından adeta itildi. CHP’nin PKK’dan kopan HDP seçmenine yönelmesi başka şeydir, terörle arasına mesafe koymayan HDP’ ile dayanışma geliştirmesi başka bir şey. CHP, HDP ile dayanışma süreci içerisine girmiştir. Eskiden HDP’ye oy vermiş seçmeni kendisine çekmek için yapılacak çalışmalar meşrudur. HDP ile dayanışma ise gayri meşrudur. Çünkü HDP, PKK yani terörle arasına mesafe koymamıştır. HDP ile dayanışmanın İYİ Parti Yönetimi, milletvekilleri ve seçmeni tarafından kabul edilmesi, doğru bulunması mümkün değildir. PKK’nın elindeki mehmetçik kanı HDP’nın eline bulaşmıştır. HDP’nin elini sıkacak herkes önce bunu düşünmelidir. HDP il binasının önünde dağa PKK tarafından kaçırılan oğlunun kendisine verilmesini isteyen anne ve babaya nasıl anlatacaksınız HDP ile demokrasi dayanışmasını…..

İYİ Parti tabanı CHP-HDP yakınlaşması iddialarından rahatsız mı?

Ümit Özdağ: Evet, İYİ Parti tabanında bu konuda büyük rahatsızlık var.

Seçimlerde yapılan ittifak neticesinde bazı İYİ Partililer CHP Belediyelerinde görevler üstlendiler. CHP ve HDP’nin yakınlaştığı iddiaları belediyelerde yapılan işbirliğini sıkıntıya sokar mı?

Bazı değerli arkadaşlarımız önemli görevler üstlenmişlerdir ancak İYİ Parti’nin Türk milliyetçisi vatansever kadroları ve seçmeni CHP belediyelerindeki 3-5 kadro için milli çizgi ve duruşlarından vazgeçmezler. İYİ Parti, ilkelerini kadro almak, muhafaza etmek için satmaz.

İYİ Parti’de bir Hasan Seymen krizi yaşandı. Sonunda Seymen istifa etti. Ne diyorsunuz?

Ümit Özdağ: İYİ Parti’de kriz yaşanmasını arzu etmez hiçbir İYİ Partili. Ancak ben meseleye olumlu yanında bakmak. İYİ Parti, MHP’de başlayan ve Türk milliyetçileri arasında gerçekleşen bir mücadele sonrasında sayın Genel Başkanımız Meral Akşener başta olmak üzere Türk milliyetçilerinin öncülüğünde bütün vatanseverlerin öncülüğünde kurulmuş bir partidir. Partinin kuruluş aşamasında bir çok  siyasal ve toplumsal kesimden devleti ve toplumu yoran AKP iktidarını değiştirmek umudu ile İYİ Parti’ye katılımlar gerçekleşmiştir. Bu katılanlardan bazıları partinin yönetim görevleri arasında kendilerine yer de bulabilmişlerdir. Ve sonra kendi fikirlerini İYİ Parti’nin fikri gibi yansıtmaya başlamışlardır. Bazıları ise Seymen olayında olduğu gibi İYİ Parti kurulmadan çok önce İYİ Parti’nin politik duruş ve anlayışı ile asla bağdaşmayacak açıklamalar yapmışlardır. Şimdi her ikisinin de sıkıntısını yaşıyoruz. Ancak İYİ Parti teşkilat ve seçmeni Türk siyasetinin politik bilinci ve eğitim seviyesi en yüksek seçmeni. MHP’den gelen seçmenimiz anılarını orada bırakmış ama davasını getirmiş. Türk milliyetçiliğinden tavizi yok. CHP’den  gelen seçmenimiz CHP’nin milli meselelerde yeterince sağlam durmadığını düşündüğü için gelmiş.  Adalet-DYP-ANAP geleneğinden gelen seçmenimiz büyük bir bölümü AKP’de olan bu kitlenin en bilinçli, erimeye dirençli, geleneğine sahip çıkan seçmeni. Böyle bir seçmen kitlesi ile yola çıkmak aslında büyük bir şans. Öte yandan bu seçmen kitlesi sorgulayan, karşı çıkan ve eleştiren bir seçmen. Hazreti Ömer’e “Seni kılıcımızla düzeltiriz ya Ömer” diyen sahabe gibi. Şimdi İYİ Parti seçmeni gerekirse kılıcı ile düzeltiyor. Seçmen bir ay boyunca tepkisini seviyeli bir şekilde ortaya koydu. İdeolojik eleştiriyi ısrarla sürdürdü. Unutmayız,  vazgeçmeyiz mesajını verdi. Ancak bunu sadece seçmen yapmadı. Genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, GİK üyeleri herkes tepki koydu. İYİ Parti’nin fikri temellerinin oturması sürecini yaşıyoruz. Ben burada bittiğini düşünmüyorum fikri temellerin oturma sürecinin…

Yani mesele bir Hasan Seymen meselesi değil mi?

Ümit Özdağ: Değil tabii. AKP ile ilk günden buyana   Annan Planı ile KKTC tasfiye edilmesin, bayrak inmesin diye mücadele eden, Ergenekon komplosunda AKP- Fetö işbirliğinin karşısında duran, TSK’ya Balyoz vurulduğunda AKP-FETÖ ittifakı ile mücadele eden, 2010 referandumunda yetmez ama evetcılere karşı hukuk devletini savunan, Terörle müzakere sürecinde terörle mücadele’yi savunan, 15 Temmuz’da FETÖ’cülere karşı dikilen, 16 Nisan kirli referandumunda hukuk devleti için mücadele eden Türk milliyetçileri gözardı  edilirse  ve bütün bu olaylar yaşanırken, susan, sinen, kenara çekilenler ön plana çıkar ise milli vicdan kanar. Mesela,  hayatının ez az 25 senesini Ermeni sözde soykırımı iddialarının yalan olduğunu ortaya koymak  için veren Yusuf Halaçoğlu hoca İYİ Parti saflarında olsaydı daha güçlü olurduk. 12 Eylül 1980’ın heyecanını yaşayan, 25 kitap, yüzlerce makale yazıp, binlerce saat tv’lerde Türk milliyetçiliğini anlatan Özcan Yeniçeri İYİ Parti’nİn GİK’inde yer almayı  hak etmiyor muydu? Mustafa Erdem hocanın Ankara’da ciddi bir oyu yok muydu? Özetle,  partinin kuruluşunu omuzlayan, Anadolu’yu adım adım dolaşanların, herkes kaçarken parti için çabalayan, teşkilatları tutuklanma tehdidi altında kuran, parti için para bulan,  saldırıya uğrayıp dayak yiyen bir çok arkadaşımız kenara çekilmiş izliyorlar.  Değişik nedenler ile kenara çekilen arkadaşlarımızın İYİ Partiye dönmesi güç katacaktır.

0
alk_la
Alkışla
0
sevdim
Sevdim
0
k_zg_n
Kızgın
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Ümit Özdağ’dan CHP-HDP uyarısı: taban rahatsız!